para gönderen kişinin bir pin/şifre göndermesi gerekiyor para yatırdıktan sonra verdikleri.. o pin numarası, paranın gönderildiği kişi olduğuna dair kimlik ile başvurur. o kadar.

ben bi kere yapı kredi'den almıştım hangi bankadan gönderdiler ama onu bilmiyorum. nüfus cüzdanını götürse yeter.

turkiye'den bank asya ile gonderi yapabilirsiniz,
kuveyt turk un anlasmasi suruyorsa orayi da deneyebilirsiniz.

parayi cekecek kisinin kimligini belgelemesi (pasaport, kimlik, ehliyet vb) ve para cekme sifresini dogrulamasi gerekir.

sağdaki listede sık görüşülenler var sadece (sanırım). online durumları eskisi gibi yeşille gösteriliyor.

chat penceresinde options dan go offline dediğinizde kimse sizi göremez. yeşil olanlar facebookta o an aktif olanlar yarım ay gibi olanlar idle olanlar. go offline denidiğinde hiçbir şekilde gözükmezsiniz...

konulabilir. veya aldatılma halinde cezai şart da oluşturulabilir. taraflar bu sözleşmeyi imzalar ve ileride delil niteliği daha da sağlamlaşsın diye gidip noterde onaylatır veya noter huzurunda imzalar.

Yapılabilirde, nedense evliliğin ruhuna aykırı geliyor bana bu tür evlilik sözleşmeleri, daha işe başlamadan biterse ne olacak tarzı düşünceler vb.

Tabi sende haklısın ona bir sözüm yok.

yapmayın bence

aldattığını kanıtlaman biraz sıkıntı olur bence,zaten sözleşme yapılmadan ortak bölünüyo evlilik halinde kazanılmış mallar yamulmuyosam

ortak bölünüyor evet ama buradaki amaç ortak bölünmemesini sağlamak zaten.

sen öyle bişeye imza atar mıydın? sadakate dibine kadar inanan biri olarak ben bile imzalamazdım. bana güvenmiyosan çek git derdim. ona bakarsan iş kuruyosun batırıyosun, neyin sonunu garantiye alabilirsin ki hayatta. ama bu zamanda hakkaten aldatmalar çok arttı, bir erkeğin eline internet geçip de bunu kötü amaçlar için kullanmamasını beklemek saflık oldu nerdeyse. ama yapan adam saklayamazmı sence. ya da sözleşme imzalatarak eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmüş olmazmısın.

sana cevap yazıcam diye sesli düşünmüş gibi oldum. ama anlıyorum aslında.

"bir erkeğin eline internet geçip de bunu kötü amaçlar için kullanmamasını beklemek saflık oldu nerdeyse."

cok gazete okumussun sen sampuan

hiç gazete okumaya gerek yok, "normal bir türkiye"de yaşamak yeterli bunlara şahit olmak için. aman oğlum aslan oğlum, bütün karılar sana helal, hem sanal hem sahi. gören gözleri de kapayalım fezadakiler de sizin olsun he beyabi.

Öncelikle;
aldatılabileceğini, eşin olacak kişinin sen aldatacağını olasılık olarak bile düşünüyorsan evlenme zaten. Sözleşmeyede ihtiyacın olmaz böylece. Daha güvenilir birini bul.

Sonralıkla;
müstakbel eşin kabul ederse böyle bir sözleşme yapabilirsin. Müstakbel eşin bu teklifinden son bence afedersin ağzına sıçar. (Ben öyle yapardım)

aldatılmayı mal varlığına bağlamak biraz tuhaf görünmekle birlikte evleneciğin kişi onaylarsa tabii ki olur. ayrıca birkaç çeşidi varmış bu sözleşmelerin mahmure.ekolay.net

vazgeçtim sözleşmeden falan :)

hangi dine mensupsunuz, bir dine mensupsanız dindar mısınız bilmiyorum ama islamdaki hanefi mezhebine göre bir örnek vermek istiyorum, hanefi mezhebnde kadın dini nikah sırasında kocasının kendisi dışında bir kadınla birlikte olamayacağını şart koşabiliyor..

amerika'ya gitmek istiyorsan, şansına güveniyorsan, kazandığında tamamlaman gereken şartları yerine getirebileciğini düşünüyorsan neden olmasın?

Ülkemiz kazanma konusunda iyi derecelere sahip. 2000-2500 kişi kazanıyor her yıl. aslında püf nokta düzgün resimi çekip onların istediği ölçüde göndermek. ölçüler yanlış diye her yıl binlerce başvuru iptal oluyor otomatikman. başvuru bedava bu arada.

a-gps den alıyo o veriyi, gps bi müddet açık dursun, düzelir sanırım.

şu ara genel sorun var takiplediklerimin çoğu yunanistandan bildiriyor :)

yer belirlemesinde problem var.

izmir yunanistanda, bursa da ha keza oyle istanbul'da.

evde kullanacağın için ve deneme yaptığında turkcell bağlantı sorunu yaptıysa tabii ki jet alacaksın demektir.

avea telefon hattında yaptığı abuklukları modemde de yapıyor mu diye merak ettim... vınnla kıyaslandığında artıları eksileri nedir, ne değildir?

ben üç mobil modemi de kullandım. açık ara türkcell vınn iyiydi. bayaa farkediyordu hem de. senin evin için özel bir durum varsa bilemem ama keşke fırsatın olsa da aveayı da bi deneyebilsen

avea deneme şansım yok maalesef... avea çekim gücüne bağlı olarak jet almayı düşünüyordum ama dediğim gibi avea telefon hattında sorunlu bunda da sorunlu olur düşüncesi var. sözleşme yapılıyormuş alırken... sözleşme yapıp bir de kullanamamak çekingtesi var avea da... turkcellde de bağlatı sorunu var önemsenmeyecek durumda değil... bağlanmak sorun bağladıktan sonra sayfalar geç açılıyor ya da açılmıyor...

süper çözümümü sunuyorum: turkcell vınn al, evi değiştir

nasıl?

teşekkür ederim gerçekten süper bir çözüm... maalesef mümkün değil.
benim istediğim cevap şu: avea telefonda sorunlu olabilir ama modemde değil. avea iyi çekiyorsa avea al hiç sorun yaşamazsın.
kararsız kaldım...

benim evde sadece turkcell 3g şebekesi var onun için vınn kullanıyorum. arkadasım iş yerinde avea 3g şebekesi çekiyor diye jet kullanıyordu.

bence 3g'li telefon ile evde 3 gsm şebekesini dene hangisi 3g'yi çekiyorsa ondan al derim. ben öyle yaparak evde sadece turkcell'in çektiğini tespit etmiştim.

turkcell jet!
ya da avea vınn!!

Çok zekiyim.

baska ne olur bilemem ama kesinlikle avea jet degil! hem cekim alani Turkcel inkinden kat kat zayif, cogu yerde 3g degil 2g baglantisina ayni parayi tahsil ediyor isterseniz. kalan kotayi ancak iki gun oncesine kadar ogrenebiliyorsunuz ve bunu seffaf olarak yansittiklarina emin degilim, ay sonuna sogru iki gun icinde mutlaka kota asiliyor nasil oluyorsa..
musteri hizmeti denen sey yok.
sorun yasamak ve odediginiz parayi kullandiginiz sey icin odedeiginize emin olmak istiyorsaniz avea degil. aman aman...turkcell i arayip konussaniz? adresten ne kadar hizda bagtlanti almaniz gerektigini, orada alt yapilari olup olmadigini kontrol ediyorlar. belki cozulur sorun.

tcell vınn lara external anten takılabiliyor. sinyal sorununu bu şekilde çözebilirsin.

vınn'da karar kıldım. yardımlarınız için teşekkür ederim...

otel?
hazerfen'de?

en yakın otel büyükçekmece'de...o da takribi 20km'dir.

otel taksimde olur büyük ihtimal oradan hazerfene servisler olacakmış

kamp iyidir, dışarıdan gelene özellikle.. arkadaşın varsa onda kal ama otele para verme bence..

yaş kaç ? yanlış anlama sorum ciddi taşak geçmiyorum.

tuvalet sorunu günübirlikçilerin olduğu vakit olur gece vakti olmaz bence, yani otelde kalsanız da tuvalet sorunu yaşarsınız programlar sırasında diyorum.

o "sayfalar" kısmında kayıtları değil de kendin yaptığın özel şeyleri yayınlıyorsun. dediğin gibi ana sayfa, bilgiler gibi.

ne eklersen en son o üste çıkar evet. ama kayıt sayfasındayken yazının tarihiyle oynayıp diğer yazılardan önce görünmesini de sağlayabilirsin.

ha bide her kaydı yayınlamayabilirsin. istediklerini taslak olarak da kaydedebilirsin.

benim istedigim ustte anlattigim sekilde, farkli sayfalar olsun ve bu sayfalara istedigimde yeni kayitlar atabileyim. boyle bir sey mumkun degil galiba blogger'da?

alternatif ne var?

mesela etiket koyabilirsin. kayıt sayfanda etiket kısmı olur. kategori gibi kullanırsın. misal futbol diyelim etikete. sen ne zaman futbol hakkında yazsan etiketi de futbol yaparsın, blogda da futbol etiketine tıklayanlar o yazılara ulaşırlar.

ayrı sayfa olarak bloggerde öyle bir şey yok galiba. zaten 10 sayfa veriyor en fazla diye biliyorum şimdilik.

blogger'da bunu yapmak mümkün değil, sayfalar statik içerik içindir. bunu yapabileceğiniz şekil domain ve hosting alıp wordpress kurarak olur ancak.

Wordpress +1

Wordpress'te kategori mantığıyla yapabilirsin istediğini.

sagolun panpalar, wordpress'e baktim biraz, dediginiz sekilde, istedigimi yapabiliyorum menu - parent menu falan. biraz daha karisik blogger'a gore ama olsun.

laleli'den tramvayla kabataş -> kabataş'tan fünikülerle taksim -> taksim'den metroyla şişli imkanı mevcut.

laleliden tramwayla kabataş
kabataştan fünikülerle taksim
taksimden metroyla şişli.

yanlış hatırlamıyorsam abide-i hürriyet çıkışı var hatta metronun.

oo süpermiş, sağolun gençler.

laleli'den otobüsle taksim, taksimden metroyla mecidiyeköy durağı diyerek 1 vasıta azaltıyorum.

not: mecidiyeköy durağından sonra biraz yürümek gerekir, fazla değil.

o kadar in bin yapma direkt 77a'ya bin veznecilerden..

nerede inicem peki?

speculative fiction'ın söylediğini yaparsan çok beklersin taksim otobüsünü.

ama cinna güzel konuşmuş.

o 77a çok işimi geldi direk okulun dibinden binerim 15 dakikada bir de varmış oh mis. hangi durakta ineceğimi söyleyecek bir yardımsever varsa mitiş olur, yoksa da şöföre sorarım artık kısmet.

hepinize çok teşekkürler!

77 yi falan siktiret direkt araba var şişliye. hürriyet mahallesi otobüsü numarası yanlış hatırlamıyorsam 46. beyazıt merkez duraklardan kalkıyor. şişli camisinin orda inersin arkası abidei hürriyet zaten.

abide-i hürrüyet uzun bir cadde, gideceğiniz yerin numarasını ya da hangi otobüs durağına yakın olduğunu bilmeniz faydalı.

en son ödeyeceğin ücreti sen onaylamadan önce gösterir sana. rahat rahat gir bilgilerini istemezsen onaylamassın.

sadece 5 dolar evet ben picasa için yükseltmiştim geçen yıl, bir ay önce de yeniledim.

son derece sorunsuz ve dunyadaki nerdeyse en ucuz online disk alani

oha 7 gb ı doldurdun mu?
helal.

tr dısında bu seylerın vergılerı komık rakamlar oluyor hacı. al direk.

www.facebook.com

uygulamaya git'ten gerekli bağlantıları sağlayabilirsin.

acaba şöle bişi varmıdır. mesela bi buton olsa twitterda facebookta paylaş die ve sadece sevdiğimiz twitlerimizi facebookta paylaşsak. seçmece yani?

buton yok fakat ilgili twitin zaman damgası üzerine gelip tıklarsanız sadece o twit linki açılır, onu da facebook'a kopyalarsanız paylaşabilirsiniz.

2. soruya cevap olarak tweet deck uygulaması ile ister sadece twitterda ister hem twitter hem facebook da ister sadece facebookta paylaşım yapabiliyorsunuz. program olarak veya google chrome eklentisi olarak mevcut. süper şükela.

Facebook'una selective tweets app'ini yükle.

ülkeden ülkeye göre değişir, sen hangi ülkeden interraile başlayacağını söyle, ona göre bi maliyet çıksın

geçen sene belçika vizesi almıştım o yüzden gene belçika alıyım diyorum, ama italya fln daha ucuzsa ordanda başlıyabilirim.

günlük 40-50€ kafadan gider.

60€ lik vizeyi dert ediyorsan hiç düşünme bile, pahalı iş cidden.

abi nasıl 60€, pasaport yok harç yok hiçbir şey yok nasıl 60€ tutsun? geçen sene anne baba ayarlamıştı belçika işini artık iş başa düştü o yüzden soruyorum.

schengen vize ücreti fikslendi her yerde aynı.

hyat sigortası vizenin ilk koşullarından isteğe bağlı değil.

tamam işte dostlar onu soruyorum elinde pasaportu(var ama süresi geçmiş) olmayan harcı olmayan birisi için vize işlemleri toplam ne kadar tutar?

P90X programı ile 2 dumble 1 adette barfiks çekebileceğin bir nokta bul kendine başka hiçbirşeye ihtiyacın yok.youtube'da bi araştır istiyosan ben dün başladım çalışmayan kasım kalmadı mubarek.

efendim ilk ay için yeterli olur bu program ve 4er kiloluk dambıllar, ikinci ay da aynı programı daha yüksek ağırlıklarla çalışsanız idare eder ama üçüncü ay kesinlikle kesmez ne ağırlıklar ne program.

yok abi oyle olmaz o.

hatiri sayilir bir suredir bu islerle ugrasan biri olarak sana tavsiyelerim;

duzenli kardiyo calismasi + uygun bir diyet ile yaglarini yak bi guzel. daha sonra en azindan balik etlilikten normal bir yag oranina gelince, kas calismasina baslar ve diyetini protein agirlikli diyete cevirirsin.

yani diyecegim odur ki bi yandan yag yakip bi yandan kas yapmak olmuyor, ya da ben beceremedim.

tam da buraya p90x'i övmeye gelmiştim. program "kas şaşırtmacası" yaparak kas kütlesini artırıyor. haftanın 7 günü 90 gün boyunca birini seçeceğin 3 arklı kombinasyonda çalışıyorsun. üstüne tanımyıorum.

şöyle bir günlük yaptım ben 90gun.blogspot.com

p90x sonuçları : www.youtube.com

ya ben anlamıyorum ortalama bir insan 1 yılda 2.5-3 kg kas kütlesi kazabilir. genetiği uygun herşeyi kuralına göre yapan ise yılda 5-6 kg dan fazla kas kazanamaz. mr olympia falan bile yılda taş çatlasa 10kg as kütlesi ekleyebilir vucuduna.

şimdi bu adamlar nasıl oluyorda 3 ayda o tıfıl hallerinden plasj badicisine dönüşebiliyolar.

1- ya büyük bi aldatmaca var.
2- zaten bu adamların kas altyapısı var ama yağlanma yüzünden çirkin görünüyorlar. yağlar gidince kaslar gözükmeye başlıyor.

denk gelmişken burda sorayım ben de bu p90x indirdim ama tüy sikletlerde de işe yarıyo mu?
yutuptan vidyolar izliyoz hep götgöbek abiler denemiş

@orpheus aldatmaca değil. bizdekinin aksine orada bu tip reklam verenler şahitlerinin doğruluğunu kanıtlamak durumundalar ve zaten çok fazla kullanıcısı var artık aldatmaca durumu olmasını aşıyor biraz.

@melodica o şekilde kullanmak için bir versiyonu var sanırım, daha ağır bir tempoda çalışıyorsun ama bilemiyorum tabii ne kadar etkili olur. diyetle de desteklemek gerekir sanırım. body buildinge başlayanlara yaptırdıkları gibi proteine abanıp bir yandan bu programı uygulamak gibi falan.

tüm cevaplar için teşekkürler, bilgilendim cidden.
p90x için alet edevatım var, sanırım o programa başlayacağım.

terziye diktirseniz?
gelinlik terzilerinden ziyade maharetli bir mahalle terzisi de diker. beraberce model beğenin, kumaş v.b. konusunda o zaten yol gösterir size.

O maharetli mahalle terzisini bulsam öpüp başıma koyacağım zaten.
Şişli'de bir terzi ile görüştüm, gelinlik olacağını söyleyince fiyatı 2ye katladı. Gelinlikçileri zaten saymıyorum da normal bir mağazadan hazır bir beyaz elbise alsam hiç olmazsa taksit yaparlar.

mesela alt sırada ortadaki pileli dikimli gayet şık.

img03.blogcu.com

ya da şunlara bakabilirsiniz:

oyaorgu.com

www.facebook.com

boyunuza bedeninize en yakışan elbiseniz modelinde bir gelinlik seçin bence.

lightinthebox'dan alışveriş yapan çok var, çin gelinlikçileri içinde en kalitelisi.. bir kaç dolar fazla verip birebir ölçülerinizi girerek sipariş verebiliyorsunuz, ölçü düzgün lındığı takdirde bir sorun olmuyormuş genelde.

zaman sıkıntısı var sanırım hızlı gönderim isteyebilirsiniz veya son çare sade beyaz bir abiye elbise bakabilirsiniz, yunan tanrıça elbiselerine benzer sade elbiseler bulmak mümkün olabiliyor bazen, sizin ilk resimdekine benzer.

Umarım ukalalık olarak almazsınız, gelinlik giymeyince içinizde kalma ihtimali çok büyük. Sade made, yine de gelinliğe benzetmeniz, hem sizi hem aileleri memnun eder

Öte yandan, üsküdardaki şafak gelinlik (tam meydanda, tarihi bir çarşı var onun içinde), hem çok makul, hem üzerinize göre tadilatını da tam yapıyorlar, ayrıca, kalkavanlardan birinin çarptığı ve hayatını kaybeden şafak hanım ailesinin dükkanı ve zaman zaman durumu olmayan kimsesizlere gelinlik dağıtıyorlar, yani sosyal sorumluluk bilinçlerinden ötürü dahi tercih edilebilecek bir firma.

türklere bir hakaret olduğunu zannetmiyorum. turkey, hindi demek. tavuk gibi korkak deriz ya onlar da belki hindi gibi korkak diyor olabilirler. daha iyi ingilizce bilen arkadaşların yorumlarını beklemem de daha hayırlı olur:)

ama burdaki kullanım sahtekarlık..anlamında pek çok sözlüğe baktım..ama sonuçta bu argo halk arasında bu şekilde kullanılıyor bir şekilde..

ordaki turkey, kedi gibi kullanılmış olabilir. yani gerçekten hasta olanlar mı yoksa "kedi kıçını görmüş yara sanmış"cılar mı? gibisinden. nasıl salladım belli değil yalnız.

evet dünyadaki herşey türklerle ilgili o yüzden türklere hakaret ediyorlar reyizzz!! yurtdışında yaşamaya gerek yok, ingilizce konuşanların çözebileceği şekilde gerçekten hasta olanlarla evham yapıp en ufak şeye doktora gidenler kastedilmiş.

turkeys demişin. zaten o s eki herşeyi anlatıyor.

hindi yahu. mesela bir aliskanligi bir anda birakmaya da cold turkey denir. turklerin hic bir seyi bir anda yapamadigini goz onunde bulundurursak, bunun da hindilerle ilgili oldugunu gorebiliyoruz.

ailecek adaya gidin gunubirlik,hepsini yaparsiniz:)

giriş tuzludur ama yiyecek içecek sokabilmeniz açısından büyükada'daki yörükali plajı güzeldir iskeleden ücretsiz tekne kaldırıyorlar.

veya kınalıada iskele civarındaki açık halk plajı güzel denize girmelik bir yer.

evet, öyle bir şey var.
hem de amerika'dan türkiye'ye kadar her yerde :)
o gün tek beyazlı gelin oluyor.

var öyle bi şey.

var tabii ki. yok bir de gelinlikle gidin.

valla bnim dugunumde birisi beyaz elbise giyse bayaa sinir olurdum, kesinlikle var ole bisey.

yok öyle bir şey, latin amerika da düğünlerde erkekler hep beyaz giyinir.

var

evet var.
hatta bu kuralı düşünemeyen insanlar için bazen davetiyelerde kadın ve erkekler için renk kodları oluyor. (mesela kadınlar kırmızı, erkekler siyah)

anlaşıldıı :) beyazz yasssaah hemşerim yassahh. tememm temem giymiorum

eşimle düğünümüzde abimin eşi giymişti. tüm akrabalardan ayar üstüne ayar yemişti. pek hoş karşılanmıyor.

beyaz zaten zor renk yahu, düğünün sonuna gri çıkar o elbise :)
bunca yıllık ömrümde düğünde beyaz giyilmez diye bir şey duymadım şahsen ama yukarıdaki sebepten ötürü tercih edemiyorum zaten.

ohaa, ne kiskancmis bu kadinlar.

ne bu beyaza düşmanlık, erkeklerde beyaz gömlek giyemiyor mu yoksa?

abiye elbiseler zaten gelinlik niyetine giyelebilecek denli şatafatlı bir de bunun beyazını düşünün.. cık ayıp.

bunun aslı hem beyaz hem siyah giyilmemesi diye duymuştum, beyaz o gün gelinin rengi olduğu için, siyah da cenaze rengi olduğu için. Hatta bir amerikan filminde işlenmişti, düğünü istemeyen kaynana huzursuzluk yaratmak için beyaz giyip geliyordu.
ama kişisel fikrimce beyaz giyilmemesi mantıklı, yani ben de istemezdim beyaz giyen olsun.

giyilmezmiş.

ben kişisel batıl inançlarıma dayanarak siyah ve beyazdan kaçınıyorum, giyeceksem de başka renklerle birlikte giyiyorum. batıl inanç derken kötü bişiler olur, evlerden ırak gibi bir tarzım yok, sadece hoş olmaz gibi geliyor nedense. mesela buna rağmen bir nişana siyah-beyaz bi elbise giydim. çiçek desenli bişi. düğüne de giyebilirim. ya da kıyafetin tarzına, giyen insana göre mesela siyah bir döpiyes giyilebilir, veya hep görüyorum olgun hanımlar doğal olarak siyah tercih ediyor, öyle kasvetli de olmuyor pek. veya genç kızlar nedime modunda beyaz elbiseler giyebilir vs vs değişir yani son tahlilde.

evet var, arkadaşım abisi evlenirken, gelini pek sevmediği için, görür o bembeyaz bir elbise giyicem inadına demiş ve uzun beyaz bir elbise giymişti düğünde. gelin de ona uyuz olmuştu öyle elektrikli bakışmışlardı bütün gece.

beyaz giyerseniz, dugundeki kadinlarin yarisindan cogu sizi cekistirecektir.

giymeyin

memleketin abazan dönergecinden faydalanmak isteyen yeni bir girişim gibi duruyor. o böyle deyip kapatacak yurdum abazası hemen atlayıp geri aramak suretiyle kol gibi fatura ödeyecek. budur.

@krox : avea'yım.

skype

the killing var, izledin mi?

modern family

shameless

weeds

yeni çıkmadı ama invasion diye bi dizi var izlemediysen izle

akasya duragı,bayadır var ama benden soylemesi

İzlediklerini söyleseydin keşke. Bu aralar Game of Thrones çok tutuyor. Onun dışında çok yeni değil ama sadece bir sezonu yayınlanmış olan Boardwalk Empire var ki ilk bölümünü izlemek bile yeter.

senin yerinde olsam anime dizilere sarardım süper oluyor.

death note, one outs, afro samurai, bleach, naruto vs. dediklerimi sırayla izlersen süper olur.

(bkz: survivors)

tony horton ve p90x bir arat. aklına yatarsa torrentte dosyaları bulmak mümkün. kas kütlesini artırmaya yönelik ve 90 gün sürüyor. yarın başlıyorum ben, katılmak istersen msj atabilirsin :)

hatta : www.beachbody.com

burdan başla derim.
www.uzmantv.com

www.uzmantv.com bu adamın haretleri çok işe yarıyo.

www.bodyforumtr.com
Tony Horton +1 özellikle killer abs videosu!

www.giriver.com'la-vucut-gelistirme-(resimli)/

interaktif resimler var

çok akıllı işi denemez.

deli işidir.

deli işidir.
bizzat dahil olduğum grup.

edit: duygular daha yoğun olur, buluşmalar falan.

Öpersin, tat gelir. Bildiğin şeker tadı. Denedim.

size bağlıdır. zaman zaman gidip görebilirsiniz, gördükçe mutlu olursunuz falan. deneyin bence.
bende aralarında bulunuyorum bunların ve hiç bi problem yok gayet güzel gidiyor. görüşme fırsatımız vs. oluyor yani.

Evet deli işidir. Deli işi yea bu diyerek vazgeçen görmedim, umarım ilk sen olursun.

yorucu yahu.. her yönden yorucu, yıpratıcı.

bi de uzak dediğim fr-tr

öyle hadi dedin mi gitme şansın yok yani.

O zman sana neden birliktesin diye sorarlar.

ancak işin içinde olanların anlayabileceği bi durum gibime geliyor. eğer bi gün (meçhul tarih değil 2 sene-3 sene vs vs) kavuşacaksanız neden olmasın?

buna deli işi değilde daha çok sivri zekalıların işi diyelim. benimde kız arkadaşım değil aynı il sınırı içinde olmak aynı ülkede bile değliz ama buluşmamıza az kaldı. eğer seviyorsan uzak mesafe ilişkisi -sık görüşmediğiniz için-daha tatlı geliyor insana. sevmiyorsan eğer aynı mahalle dışında ki kıza bile uzak mesafe diyebilirsin. hem ben ne yakın ilişkler gördüm aynı şehirde olup sık görüşemedikten sonra.

bunu sorguluyorsanız yeteri kadar sevmiyorsunuz demektir yoksa seven için düyanın öbür ucu olsa nedir...

yeteri kadar sevmek nedir? en son lisede aşık olmuştum sanırım. bu devirde kim kimi 1-2 yıl bekler ki? -ki yanlış anlamayın beklemekten kastım birileriyle yatmaması değil-
mantıklı iki insan gibi ortak bir hayat kurma çabasından bahsediyorum...

sıkma canını seviyorsan ''gönder gelsin''. uk mesafe ilşkilerinde maksimum bekleme süresi 2+1 yıl desek. her yıl en az 1-2 defa görüşebilirseniz eğer neden olmasın. hem ileride birleşebiliriz diyorsun. o kız senin dostum almadan gelme =)

süreye bağlı.
amaca bağlı. (gideyim hayatım kurtulsun)
ama o kadar da değil. iki taraf da bunu kabullenirse sorun yok. 10 yıl da beklenmez ama.

uzun süreli görüşememin verdiği özlem ile birlikte buluşmalar hep dolu dolu geçer, harika olur ama o döndüğünde beraber aldığınız o haz yerini yine özleme bırakacak, o güzel bir şey değil. uzun süreli görüşme olmazsa, eninde sonunda biriniz mutlaka sıkılacaksınız ve başkasıyla yatacaksınız. içinde sevgi olan her şey gibi uzak mesafe ilişki de çok güzel ama normal bir ilişkiye göre bitme süresi o "mesafe" yüzünden kısalıyor. bir şekilde bitiyor, yürümüyor.

sen aldırma kimseye usta. bence devam ettir problem yok. az görüşürsünüz ama çok görüşenlerden daha iyi olur bu görüşmeleriniz. daha güzel geçer, gittiği zaman ya da senin geri geldiğin zaman her neyse anıları anlatıcaksınız gülüceksiniz bence süper olucak.

Sorunun cevabı hepsi-bir-arada şu değişkenlere bağlı:

Ne kadar seviyorsun?
Zaten, en fazla ne kadar sevebilirsin? Aşka inanıyor musun?
Haliyle, değer mi?
Bir de tabii, mutlu sona ulaşma ihtimali var mıdır, ve olası ise, olma uzaklığı nedir?

Avantajlar, dezavantajlardan ağır basmalı ki bir iş yürüsün. "Muhteşem bir insansın uzak mesafe sevgilisi, bunun uğruna yakınımdaki, daha orta karar bir insanla yaşayacağımın yirmi katı dert tasa yaşamaya hazırım", diyebilirseniz, deli işi değildir.

Tabii bunu diyebilmek için, elde edilebilecek ortalama bir sevgilinin gerçekten yirmi katı iyi olması gerekiyor uzaktaki insanın.

Ama yirmi kat bir yana, ufak tefek şüpheleriniz, acabalarınız, ya şu ufak noktadan bir şeyler patlayabilir gibi geliyor bana, gibi düşünceleriniz varsa, deli işi değil zırdeli işidir.

Tabii bir de bu hisler düşünceler karşılıklı olacak da... Bu en zoru zaten, o yuzden illa ki bir taraf daha cok uzulur aci ceker.

İstatistiksel olarak, "Bu devirde aşık olan insan mı kaldı" ve "Muhteşem insanlar haliyle toplumda çok çok az görülüyorlar, onlar da kendileri gibi olanlara bakıyorlar haliyle" verilerine bakacak olursak, evet deli işidir.

dönüşü belliyse sürdürülebilir ilişki,
değilse deli işi bencede duygu törpüsü durum.

deli işi değilse de mal işidir.

Kesinlikle hiç gerek yok.

beklemeye, özlemeye ve sevmeye değecek biri ise gerisinin önemi yok. çok feci halde tecrübe konuşuyor.

Çok çok sevmiyorsan bulaşma hiç.

ben olsam hiç yüz vermezdim. istemediğim biri sırf biraz daha rahat yaşamama yardım edecek diye yaklaşmazdım veya bana yaklaşmasına izin vermezdim.

parayı al, toplantılara git efendi efendi otur dinle. baktın çok fazla oluyor sallarsın o zaman..

Ben pragmatizmi sert ve radikal kabul eden biriyim. Sohbetlerine gitmeyi kesinlikle reddeder, eskiden beri süregelen muhabbeti aynı seviyede -küfürleşiyorsam daha önce yine küfürleşirim- sürdürür; ama paramı almaya devam ederim. Belki iyi yerlerde bağlantıları varsa cemaat aracılığıyla onlardan da faydalanmak isteyebilirdim, bilmiyorum duruma bağlı. Bunun karaktersizlik ya da iki yüzlülükle alakası olmadığından emin olmalısın. Herkes yaşamak için mücadele etmek zorunda.

İyi etmişsin bence. Sohbete çağırdığında da git, eğlenirsin dalga geçip.

parayı al ve toplantılardan kaytar.

hem küfür ediyorsun hem parasını alıyorsun. bu nasıl iş ?

var bunun altında bir bit yeniği

@uykusuz

sorun da bu. çok tutarsız bir davranış. kendimi rahatlatmak istiyorum.

sohbetlerine git canım nolucak adam dövmüyolar ya?bilgiden zarar gelmez kafanda tartarsın haklı yerlerini haksız yerlerini görürsün.ufkun açılır.

nick'inin sesini dinle ve take the money and run

paraya fazla ihtiyacın yoksa alma derim. çünkü fahişeliğe benziyor biraz. unutma hiç bir para özgürlüğünü satın alamaz.

Ahlaksızlık falan diyip meleği oynamaya lüzum yok bence. Adam hakkındaki fikirlerde hiçbir değişiklik olmadığı sürece, hiçbir değişiklik olmadığını kendisi de bildiği sürece, parasını almakta hiçbir yanlışlık yok bence. Almamak zengin değilsen (ki biri sna burs bağladığına göre değilsin heralde) salakça hatta.

sacmalamayın, üni. hayatımı bolluk bereket içinde geçirecekken reddettim herşeyi, sadece onların dersanesine kayıt oldugum icin bile cok pismanım. üstelik inanmıyor da değilim, ama bunlar ahlaksız.

@sivrisinek
maddiyatla sağlanan vefa bana pek etki etmiyor. evet ahlaksızlık.

@no frost
paraya ihtiyacım var. her ay çok büyük bir miktar geriden geliyorum. özgürlüğümü kısıtlayacak bir şey olduğunda paradan vazgeçerim hiçbir şekilde sorun değil benim için. şu an için karşılıksız gözüküyor, farklı bir hale döndüğünde kesinlikle kabul etmeyeceğimi o da biliyor.

büyük iht. öğrenci gibi bişeysin burs verdiğine göre.

burs adı altında verdiğine göre, sizden hiç bir şey isteyemez. minnet duyun, teşekkür edin. parayı da içkiye değil kitaba, üst başa falan harcayın. hem şakirti mutlu edin, hem de kendiniz mutlu olun.

sohbet falan olursa da; kafanızı açacaksa gitmem dersiniz. eğer para verdim gibisinden bişey derse güzel küfürlük malzeme çıkar. hatta parayı harcamayıp sırf böyle bir şey diyecek mi diye bekleyin; derse suratına atın. demezse; ki dememesi lazım; 1 kere gidip neden ateist olmalıyız tarzı konuşmalar yapın; bi daha çağırmazlar.

ben olsam parayı alır doğru nevizadeye giderdim.

karsiliksiz gorunebilir, ama ileride siz bu adama karsi kendinizi borclu hissedeceksiniz. muhtemelen onun icin bir seyler yapacaksiniz. bence hic bulasmayin. kendinize bir is bulun.

burs al boşver sohbetlere ister git ister gitme.

zaten burs alan öğrencilerinin %50'sinden fazlası istemeyip ayrılıyor.

@repins
parayı tamamen kitaba gömme fikri aklımdan geçti. öyle büyük konuştu ki, karşılıksız olduğunu tekrar tekrar vurguladı. bu yüzden teklif etse bile bana malzeme çıkacak ve bu onu kesinlikle istemez.

bu arada bu parayı kesinlikle içkiye yatırmamam gerektiğini ve temel ihtiyaçlarım için gönderdiğini söyledi. zaten böyle bir parayı içkiye yatırmam çünkü ihtiyaç meselesi.

@yabani hashas
ben ailemden gelen para karşılığı bile vefa göstermiyorum. sanmıyorum öyle bir şey olacağını.

adam çağırmayacağım demiş, daha ne istiyorsun. kullan tabii ki de.

adam senin ne mal olduğunu biliyor, sohbete gidersen onu zor durumda bırakırsın onun için seni ssohbete falan çağırmayacak..
sana burs vermesinin nedeni, kendi egosunu tatmin etmek, iş bitiren adam olduğunu göstermek ve karşılığında da saygı görmek (senden ve/veya başkalarından)... seni sohbetlere götürüp, sana doğru yolu göstermek vs. değil.

elmalılı hamdi yazır olma aşamasındaki ilk adımını atmışsın. bize de HAYIRlısı olsun demek düşer.

hem öyle insanlar bunu bir karşılık için yaparlar. onlar uzun vadede çalışırlar. pavlovun köpeği gibi olursun sonra. para tatlı gelir ama bişi istediğinde sırf para verdiği için yapmak zorunda hissedersin. verdiği parayı da alıp alıp sonra birden ben artık almıcam dersen de papazı bulursun. parayı kaçır ama aklını kaçırma. ayrıca şimdi sana çizdiği profil "bak ne iyi insanlarız sana zamanında sövdüm ama gel parayla beni affet ben sana kucak açtım bizden olmayanları da severiz" oluyor. bu aynı başbakanın izmire gavur falan deyip deyip kendini kese içinde saatler paralar ve flash bellekler dağıtarak affettirmeye çalışmasına benziyor.

yazar yerine yazır ya da yatır olmak istersen de saygı duyarım. ben olsam almazdım.

al paketi vur tokadı.

bu arada bu parayı kesinlikle içkiye yatırmamam gerektiğini ve temel ihtiyaçlarım için gönderdiğini söyledi. zaten böyle bir parayı içkiye yatırmam çünkü ihtiyaç meselesi.

demişsiniz.

zaten burs adı altında verdiği parayı ne yapacağınızı söyleyerek yeterince sinir olunacak bir iş yapmış. kendinde size bunu söyleyecek otoriteyi görüyor demek ki. dahası gelecektir.

bursu kabul etmeyip uzak durun bence.

paraya cok ihtiyacin yoksa geri ver. sorun cozulsun.

mesaj kutum açık panpa söyle kendisine öğretim kredim var ödenecek.. *wink wink*

şurada yazılanların büyük kısmı şerefsizlik tavsiye eden cümleler. tersini düşünsenize:
"ya atatürkçüler bana burs teklif etti, kerizlerin parasını alıp toplantılarına gidiym mi yoksa sonuna kadar söğüşleyip toplantılardan da kaytarıym mı? ehuehuehueh"

gerçekten bir çoğunuz çok karaktersizsiniz.

adam seni kendine yaklaştırıp islama çekmeyi düşünüyor zannımca.

@winstoncash Atatürkle şakirtçiliği bir tutup ikisini de aynı örnek içinde verebilmek büyük saçmalık. sözü uzatmaya gerek yok. siz onca savaşlar kazanmış bir sürü yenilikler getirmiş kahraman Gazi Atatürk'ümüzü bildiğin yobazlarla kıyaslıyorsunuz. ayrıca çydd gibi burslar her tüm çağdaş gence veriliyor. şakirtlerin de zaten böyle burslara ihtiyacı yok. ayrıca onların düşünceleri de açıkcası benim çok da umrumda değil çükü bursu aldık hahaha kahkahaları onların tamamen kendini bilmezliğini gösterir.

yahu gayet açık. tam şakirt taktiği işte. sana uzak olan birine iyilik yap kendi yanına çek. iyi niyeti kullanma yani. karşılıksız filan değil o para. kendi inancına göre karşılığı var. bu yüzden içkiye yatırma demiş hatta. al parayı yüzüne bakma bir daha. tehlikeli bu insanlar.

her bokun altında siyaset aramamak gerek.

bu adam ilerde bir sebeple sana gelebilmek için burs adı altında para vermeye kalkıyorsa; onun ayıbı.

akrabam diyorsun, bu adam da her ne kadar görüşleriniz farklı olsa da iyi niyetle öğrenciye yardım edelim düşüncesiyle bu hareketi yapıyorsa da; e güzel bişey yapıyor niye alınmasın? 2 ay sonra kitap parası, harç parası, şuydu buydu derken bir sürü masraf olmayacak mı yine? bütün yaz okunacak kitapları bir düşün hele.

sırrı süreyya'nın bi röportajını okudum sabah. adam; mazlum olmuş kimsenin kimliğine bakmayı bırakalı epey zaman oldu gibisinden bir şey söylemişti; çok doğru benim de hayat görüşü haline getirmeye çalıştığım bir şey söylemişti. e türkiye'de öğrenciden mazlum, öğrenciden mağdur kimse var mı?

belli bir süresi yok ama değiştirilse iyi olur deniyor..

cevabı veren abimin sevgileriyle :) (nüfus müdürlüğünde görevli)

yok. biz 8 ay sonra değiştirdik. soyadını da o zaman düzenledik (eşim iki soyadına sahip şu an) ve din hanesini de o zaman temizledik.

ayrıca evlilikten yaklaşık 1 hafta - 10 gün sonra değiştirilebiliyor. bugün evlendim yarın gidip değiştireyim olmuyor.

bugun evlendim yarin degistireyim oluyor. yaptik oldu en azindan, evlilik cuzdani falan vardi yanimizda.

fdeigr +1 hemen değiştirilebiliyor kayıtlar. evlilik cüzdanına dayanarak değiştiriyorlar.

1 ay içinde değiştirmezsen cezası var deniyor son zamanlarda. cezayı uyguladıklarından şüpheliyim gerçi.

kitap ve diziyi paralel götürüyorum, bence kitaplarıda oku çünkü dizi ile ana konu aynı oluyor, spoiler almazsın ve kitap haliyle daha geniş ve ayrıntılı anlatıyor. bence yazarın edebi üslubu da güzel.

www.formspring.me

ben de kitabı paralel okuyorum. hatta kitabı aynı anda okumak dizide verilemeyen (verilmek istendiğinde de embesiller tarafından ne gerek vardı o sahneye diyerek bikbiklenen küvetteki ejderha konuşması misal) ayrıntıları alıyorsunuz. pek çok kişi dany'nin ellerinin yanmaması ve ejderha bağlantısını kuramadı misal, ama kitapta bu ilk baştan beri açıklanan bir durum.

ben bir ktabın filmini/dizisini izlememeyi ancak kitap okurken kendi karakterlerimi hayal etmemi etkileyeceği için istemezdim. bu diziden kitabından önce haberim olduğu için öyle bir sorun yok ama kitap okuma hızını diziye göre ayarlayarak spoiler yememek de mümkün.

bu arada b. sorusunu hiç sormadığını farzediyorum. swh.

blogspotta olay blog sahibinden onay almak üstüne kurulu. yani blog sahibi ile iletişime geçmeyi deneseniz daha kesin bir sonuç alırsınız.

eğer davetiye sahibi olan varsa veya kendisiyle iletişime geçecek varsa ben de takip etmeyi istiyorum. geçen hafta epey araştırdım ama iletişim bilgisi de bulamadım.

nerde yaptılar yahu bu kadar kolay bir şey için bu kadar zarar verilir mi bebeğe? yemin ederim şu ülkede hemşirelik mesleğine verilen eğitim bu seviyede olursa Allah korusun daha neler göreceğiz. birşey olmaz bu arada çok narin oluyor bebekler ama yol yakınsa yine de bir gösterin doktora bir de şikayet edin mümkünse. bu arada bebeğiniz de hayırlı ömürlü olsun inşallah.

Göster sen abi ne olur ne olmaz, hiç riske girme.

teşekkür ederim. sağlık ocağında aldılar kanı. o kadar sıkmaya normaldir diye düşündük ama bilemiyorum.

bir doktora gösterin hocam kırık çıkık olmasın da aman.

geçmiş olsun. fotoğraf koyarsanız iyi olur. boşuna doktora gitmenize gerek olmayabilir ya da ciddi bir şey düşünüyorsak söyleyelim en azından.

her durumda da, yapılacak bir şey yok. önemli olan bebeğe zarar verdirmemek. zarar geldikten sonra ne yapılabilir ki...

bebeğinize kötü davranılıyorsa, doktor da olsa durdurun, yaptırmayın, başka hastaneye götürün.

ilk mesaja 2 adet resim yükledim. Ağlamıyor ama uyuyor..

ayağın kalanında, parmaklarda falan bi problem yok gibi duruyor. benim çocuğum olsa götürmezdim bunun için doktora. bi haftaya geçer bi şey yok ama bi daha olmasın.

tabi,
ayağın durumunda bi değişiklik (soğukluk, solukluk, morarma) olursa, doktora götürürsünüz.

ya maşallah çok sevimliymiş ayacıkları yerim ben onu :)

hemşireyi şikayet edin bence deyip silinmemesi için bir hamle yapayım. geçmiş olsun ayrıca.

ben sadece allah bağışlasın,uzun ömür versin falan yazmak istedim.hayırlı olsun,geçmiş olsun.

morarması normal değil, yapanlara en derin küfürleri saydırdım. nasıl morartmışlar allah belanızı versin len!

kardeş allah analı babalı büyütsün. çevremde yeni anne olanlar cok, onlar da bahsetti bu topuk kanından ama morarmadan bahsetmediler.. üzüldüm valla :(

İlgi gösteren herkese teşekkür ederim. Şişliği inmiş şimdi. Yarınki duruma göre doktora gidip gitmeyeceğimize karar vereceğiz.

igora royal deneyebilirsin

kimyasal boyalar o saçları eline aldırır sana. ben de 22-23 yaşından beri beyaz saçtan müzdaribim. uzun süredir de kına (açık olanlardan renkli olanlar kimyasal ihtiva ediyor kullanma) kullanıyorum. yapması bir dert ama en azından saça zarar vermiyor, parlak ve yumuşak yapıyor.

ha bu arada beyaz saç dolayısıyla boyadığın için ve yaşın daha çoook genç olduğu için saçını yılda bir kere canı sıkıldığı için boyatanlardan tavsiye alma. kimyasal boyayı her ay (belki daha kısa süre) kullanmak zorunda kalacaksın ömür boyu. bir de mümkün olduğunca boyamaya başlama dönemini uzat. kına bile olsa bir kere boyadın mı dönüşü yok, sonradan beyazlar çok kötü duruyor ve sanki artıyor gibi oluyor.

organik boyaları deneyebilirsin ve boya sonrası bakım yaptırabilirsin, yeterince nemlerdirdiğin sürece bir sıkıntı yaşayacağını sanmıyorum.

uzaktan söylemesi kolay biliyorum ama, şayet saçlar beyaz değil de gri ise ve çok da yoğun bir grilik yoksa kendi haline bırak derim ben. en azından balyaj yaptır, tamamen boyatma.

Barselona turla gidip, tursuz rahatlıkla dolaşılacak bir şehir.
Metro ağı ile her yerine ulaşmak mümkün zaten.

Fiyat olarak en uygun olduğu dönemler paskalya(mart-nisan civarı) ve 4-8 aralık dönemi. Ramazan ve kurban bayramları nispeten daha pahalı olur turlar.

turdan bağımsız giderseniz daha güzel gezersiniz şehri. tur içi city sightseeing turlar var ve yazın 15 dakikada 1 oluyor. aldığınız bilet bütün gün geçerli. istediğiniz yerde inip bir sonraki ya da çok sonraki otobüse binebiliyorsunuz.

eğer turun aktivitelerine katılmayacaksınız "turdan memnun kalmak" diye birşey yok bence. çünkü baktığınızda şikayet edenlerin çoğu turun paket aktivitelerinden, rehberden falan şikayet eder. yani siz ucuz bir tur araştırıp (ifyat ve otel karşılaştırması yapabilirsiniz otel önemliyse sizin için), orada da kendi başınıza takılmak suretiyle tur teyzelerinin şikayet ettiği bir turdan gayet memnun dönebilirsiniz.

edit: paket aktivasyonu :P

nefret değil bu politika.
şimdi böyle atışırlar ama yarın mecliste yine el ele kol kola olurlar.

simdi yazmaya baslayacam ama sayfalar yetmeyecek.
bunların hepsi boyle. farkları yok.
asıl konu saptırılıyor. konu vatandır, butunluktur, kagıt ustundeki gelişme degil, pratikteki gelişme, kalkınmadır.
chp su ana kadar sadece muhalefet oldu, insallah degişmiştir ve goruruz.
akp hep konustu, tutturmuslar bir duble yol. yahu benzini alacak adam mı var, o yolda gitsin.
mhp desen kendi derdiyle ugrasıyor zaten.
daha dun bdp ile acılım ayagına sarmas dolas olan akp, simdi utanmasa kufredecek, tovbe tovbe.
filistin hakkını savnunuyorum diyor. her boku israile satıyor.

konu, gosterilmiyor. devlet elden gidiyor. butun avrupa ulkeleri de ozellestirme yapıyor diyor, ben almanyada okuyorum, gelsin anlatayım nasıl ozellestirme yapılır. devleti satmak, ozellestirme degildir.
her seye hayır demek de muhalefet demek degildir.

ben parti tutmam, ama su anda vatan icin oy atmak lazım, parti icin degil. bdp 32-36 mv cıkaracak, ve mhp baraj altı diyorlar. bu onumuzdeki meclis, anayasa cıkaracak. bdpnin olup da mhpnin olmadıgı bir meclis, anayasa cıkarmamalı bence. zaten akp, ilk 3 maddeyi degiştirmeye ugrasıyor...

uzattım pardon, doluyum :) oyu vatan icin, devlet icin atmak lazım.
230 milyar dolar diyor, 740 olmus. ulan sirketler kapanıyor hala, yabancı sermaye geliyor, para kazanacak firmayı alıyor, endüstriye yatırım yapan yabancı yok. dikkat edin.bankalar, petrol, her sey gitti elimizden, yanlıs.

başbakan "öfke bir hitabet sanatıdır" derken hitabetini seçim zamanı daha da geliştirdiğini düşünüyor sanırım. kılıçdaroğlu'na diyecek zaten bir şey yok, ne yapacağı belli olmuyor, hergün farklı farklı. bahçeli'nin de zaten herzamanki hali :)

el ele kol kola derken? gören de 9 yıldır kemal ile tayyip panpa zanneder.

@etna yok o gelenek akp ile bozuldu. adamlar ciddi diş biliyorlar. araları olmayan birinin en önemli resmi toplantıda bile yüzüne baklılmıyor son 2 dönemdir.


hubble +1 millet takım tutar gibi tutuyor akp'yi chp'yi. hadi chp yönetim kadrosundan mütevellit henüz bir bilinmeyen ama akp'yi "tutmanın" memleket açısından iler tutar yanı yok.

Sıradan bir insan pisikolojisi gereği karşıt görüşe ait liderin sesini yükseltmesini bilinç altında kendi üzerine alınır. Dolayısıyla kendi liderinin daha sert konuştuğunun bile farkına varamaz. Bu belli bir kültür eşiğine kadar tüm "taraf"tarlarda böyledir. Bahsettiğim durum parti görüş o bu şu bağımsızdır.

Bazı insanlar parti tutmaz tutamazlar onların kendi derin siyasetleri vardır. Bu yüzden o particiyi bu particiyi boş verin ve derin siyaseti öğrenmeye çalışın.

Paypal adresi olarak amerika istiyorsa, gönderimi de oraya yapacaklardır. Yani bir şekilde shate adresle açsanız bile ürünü alamazsınız. Bu posta kutusu kiralama hizmetlerine bakın isterseniz, belli bir ücret karşılığı amerika adresiniz oluyor oradan sonra gerçek adresinize iletiliyor aldıklarınız. öyle bir sisteme abone olduktan sonra verilen adresi paypal adresiniz olarak gösterecek şekilde bir paypal hesabı açabilirsiniz.

yabancı adresli bir paypal hesabına türk kredi kartı ekleniyor diye biliyorum, spotify üyeliği için aynı katakülli gerektiğinden araştırdığımda yapanlara rastladım ama kendim henüz yapmadığım için bilgi birinci el değil.

Birincisi aslında kuran ve islamiyet gerçek anlamda bir muhteşem düzeni insan hayatı için ortaya atmaz. muhteşem düzen evet kuran'da dünyanın yaratılışı v3e herşeyin birbiriyle uyumu için yapılan bir atıftır. insanlar ise bu muhteşem dünyaya sınav için gelmiş yaratılmışlardan öte değildirler. başlarına her gelen şey yaptıklarının cezası değil, nedenini ve dolayısıyla iyi mi kötü mü olduğunu bilmedikleri bir ilahi takdirden kaynaklanır.

(Çok yüzeysel geçiyorum, kusura bakmayın.) Sonuçta Dünya, aynı şekilde Evren de, insanlar Allah'a tapmaları için yaratıldığına göre "muhteşem"lik kavramı insanın algılayabileceği cinsten olması gerekmez mi?

Ayrıca eğer ki Kuran'da bir "muhteşem düzen" kavramı geçiyorsa bunu "o aslında şöyle." diyerek yorumlamak, kutsal kitabın dokunulmazlığını (dokunulmazlıktan kasıtım, yorum yapılmasına ihtiyaç !duymadan! herkesçe anlaşabilecek, evrensel bir yapıda olması) zedelemez mi?

ama muhteşem düzen kavramı zaten bu şekilde geçiyor insan hayatı için yorumlanabilecek bir yanı yok asıl. aksine insanın hayatının nasıl mükemmel olmadığı ve iplerinin allahın elinde olduğu şeklindedir tüm olay. yani eğer "şu muhteşem düzen.." geyiğini vurma derdindeyseniz yanlış noktadan bakıyorsunuz. Muhteşem düzen öyle bir şeyki Allah'ın ol deyip oldurmasıyla ilgili. Kaldı ki "muhteşem"liği sürekli bir iyilik hali olarak yorumlamak da problemli.

takdiri ilahi yoktur. kader diye bişi de yoktur. dünya tanrı tarafından yaratıldı ve insanlar kendi dikkatsizlikleri ve hataları yüzünden bazı sıkıntılar çekmektedirler. tabi bu sıkıntılarında da bazı şeyleri öğreniyorlar. ama şuna kesinlikle inanıyorum ki ilahi adalet denen bişi var. şimdi sen uykusuzken araç kullanıp da araç içindekilerle birlikte yaptığın bir kazada ölürsen(iz) hem kendini hem de araç içindekileri sen öldürmüş olursun. buna kader ya da allahın takdiri diyemeyiz, değil mi?

Oku!

(bkz: the blind watchmaker)

ilahi adalet dendiği vakit kafamda yankılanan iyiler hep kazanır ve her işte bir hayır vardır muhabbetleri, burdan yola çıkarak laf olsun diye;

ilahi adaletten bir nebze faydalanan bir kulun yine de düzenin amina koyduğuna şahit olmadım ben, ilahi adalet varsa da muhteşem düzen olmayacağı anlamına gelmez bu ..

diyebilirim yanlış mıyım ?

bu işi galiba robinbook daha iyi bilir. ona sorsanız iyi olur, sanırım.

bu işlerle uğraşıyor sanırım sözlükten robinbook ile iletişime geçebilirsin belki yardımcı olur?

nadirkitap.com adresinde olabilir. kütüphaneler ile de iletişime geçebilirsiniz bu konuda. öte yandan sahibinden.com gibi sitelerde kendiniz de satabilirsiniz. koleksiyonerler alabilirler belki.

Muhtemelen kazıklanacaksın hocam, o yüzden iyi niyetinden şüphelenmediğin ve konu hakkında bilgi sahibi birilerine danışmanı tavsiye ederim.

İmzalı değilse çok çok bulunmayan şeyler değil. robinbook bir baksa iyi olur bence de. Sahaflara satmayın, meraklısına kendiniz satın, daha çok para kazanırsınız. Fiyat kitabına ve yayıncısına göre değişir.

sahibinden ' de 1. baskı kitapları bulun ve fiyatlarını inceleyin. robinbook' u herkes demiş. ona da danışabilirsiniz.

Yeme düzeninizi değiştirmeyi deneyin.

spor kesinlikle etkili olabilir. iki gün önce buralarda hımbılım diye lafa başlıyordum..

doktora gidip troid, b12, demir, şeker vs. vs yi ölçtürmediysen onları ölçtür. bazen farkedilmeyen basit bir nedeni olabiliyor.

insan bünyesinin 21 günde her şeye alıştığı söyleniyor. 21 gün boyunca tembellik yapmamayı dene bence...

bir gün mü? :) ben 4 gün beklettiğimi bilirim. tekrar yıkayınca geçer.

bir gün bırakınca nasıl kokuyor ki? makine mi eski nedir?
ben 40 saat bıraktığım oldu misler gibi kokuyordu valla. hehe tekrar yıka.

maalesef deterjanın kalitesiyle orantılı olarak koku yapma olayı artıyor. sürekli unutan biri olarak tekrar yıkayıp bol havalandırmalı bir yerde kurutmayı tavsiye ediyorum ama dediğim gibi deterjan iyi değilse ikinci yıkama da o kokuyu tam olarak çıkarmayacaktır.

hava artık sıcak. küf kokusu o. daha uzun bir programla yıkamanız gerekebilir. ama yıkama ile geçer.

Kapağı hiç açılmazsa unutulsa da kokmuyor ama kapağı açarsanız 1 gün değil bir saat kalsa da kokuyor, tekrar yıkarsanız geçer herhalde, dünyadaki en çirkin kokulardan biridir, gerçmiş olsun.

küf kokusu o tekrar yıka geçer

food co-op dediğiniz üreticeden satın alma durumu mu? öyleyse bu sürdürülebilir yaşam dalgasıyla pek çok küçük çiftlik ve eko köy ortaya çıktı ürün sipariş edebildiğiniz.

Yok.

en.wikipedia.org

Budur bahsettiğim sistem.

Bu ülkenin hippileri bi sike yaramadı mı abi? Filmlerdeki gibi mini vanlarla gezip köylüleri mi aşağıladılar sadece?

bu söyledsiğine yakın kooperatifler vardı onları mahvettiler şimdi yeniden kurulsun derdinde millet. yine de birebir olmasa da ilk söylediğimin arkasında duruyorum. bayramiş ekoköy girişimi misal yöre halkıyla ortak üretim yapıp satıyorlar. sonra istanbul'da da üyelerin birleşip masraflarına ortak olarak küçük çiftlikleri destekleri girişimler var.

bu ülkede hippilik üç beş zenginin elindeydi zannedersem. onlarda büyüyüp reklamcı oldular. şimdi bu sürdürülebilir yaşam yükseliyor ama yine bir avuç burjuvanın elinde gelişiyor (bunu söyleyince tu kaka oluyorum ama)

hazırı yok madem girişim yapalım?

turkiye'ye dondugumden beri boyle bir seyin hayalini kuruyorum. bir araya gelip fikir alisverisi yapabilecegim kisileri bile bulamadim. nedense bunyemi zehirlenmemis gidalarla beslemenin yolu hep yogalardan, spirituel bilmem nelerden geciyor. bunu dini bir mevzu yapmadan sadece "endustriyel gida agi"nin disinda kalmak icin bir seyler yapmak isteyenler olursa ben burdayim ve her nerdeyseniz oraya da gelirim.

türkiye de yaşamıyorsun ki

davulun sesi

@benlik bu kadar

türkiyede yasamiyorum ama yilda en az 3 kez geliyorum, orda dogdum büyüdüm. arkadaslarimin ailemin dostlarimin yollarin sokaklarin daha iyiye gittigini görüyorum.

ya havaalanlari bile daha iyi oldu.

simdi neyse konu sapmasin, ben akp yi savunmayayim.

3 boyutlu düşünme yetisinden uzak olduğunuz için böyle. kabul edelim başbakan karizmatik hele hele türk insanında var olan bağırıp çağıranı birşey zannetme hastalığından dolayı iyi iş yapıyor ama işte bunun ardından ancak 3 boyutlu düşünme yetisinden yoksun insanlar ve/veya bize de düşer diyenler gidiyor.

olayları bir bütün olarak değerlendirme yetisinden yoksunsanız, bir olayın hele hele politikanın hiçbir zaman münferit olaylar zinciri olmadığının ayrıdında değilseniz, bir hükümet icraatının (a veya b hükümeti farketmez) sonuçlarının nereye uzandığının 10-20 sene sonrasında ne gibi zararlar vereceğinin kestirmesini yapmaıyorsanız, günübirlik düşünüp ertesi günü bile umursamıyorsanız normaldir yani..

ha bir de tabii Türkiye sanki 8 sene öncesinde deveyle seyahat edilen biryermiş sanki yatırım hiç yapılmıyormuş gibi normal çerçevesinde ve ülkede kim iktidar olursa olsun gelişecek şeyleri Akp iktidarına bağlamak da düpedüz mallıktır.

kendimden ornek vereyim; ben chp li olmama ve oyumu chp ye verecek olmama ragmen, icten ice akp kazansin istiyorum. cunku turkiye su durumdayken baska bir parti gelip de basa gecerse bunlarin yaptiklari tum hatalar onun ustune kalacak. ozellikle de ekonomik durumlar suan feci sisirme ve alti bos, dunyayla iliskiler de ayni durumda. kesin bir cokme yasanicak bari kim ak kim kara net gorunsun...

bence bu istemdışı arzunun tek nedeni olabilir. o'da çocukluğunda yada gençliğinde dinle ilgili yaşadığın travma.

sokak jargonunda buna inşaata kaçan top sendromu diyoruz.

senin kadar olmasada bende aynı durumdayım, dini bilip uygulamayan gününü karı kızla geçiren biriyim özet olarak. 1. si chp daha sıcak geliyo bana, atatürkün partisi bi kere ama chp muhalefet yapmaktan ileri gidemiyo, kılıçdaroğlu geldiğindede çok şeyin değişeceğini sanmıyorum( önyargının kralı ) ve sadece eleştri eleştri eleştri yani kılıçdaroğlu bi gün çıksa dese ki akp şu zamanda şu kadar yol yaptı, şunu bunu geliştirdi, öpüp başıma koyarım. ama yok arkadaş hep mi eleştirirsin, o eleştirdikçe akp ye yakınlaşıyorum bende. adamlar çalışıyo hem, daha 20 yaşındayım ama küçüklüğümdekiyle şimdiki türkiye arasında ciddi anlamda gelişme var. keşke chp sadece eleştirmek yerine, vay akp şöyle böyle demek yerine, bazı şeyleri kabullense. sürekli yolsuzluk şu bu diyo ama kimse gidip bi başvuruda bulunmamış savcılığa yada danıştaya. başvursun, bi yolsuzluk varsa elindeki belge doğruysa zaten cezaları var bunların.

ben de senin gibi sayılırım. bazı politikalarını tasvip etmesem de, tayyip'den iyi bir başbakan adayı görmüyorum. karizmasına kanıyorsun falan demeyin, siz ekşi sözlük yazarı elitler ne kadar nefret etseniz de akp'nin icraatlarını bir başka partinin yapacağını hiç ama hiç düşünmüyorum. onların tek bildiği muhalefet yapmak ve yapılan iyi işlere karşı çıkmak.

@trajikomix

dokunmazlik diye birsey varken ve chp nin tum baskisina ragmen kaldirilmiyorken, savcilik ve tum hukuksal sureclerin onunde akp nin adamlari varken yapilan suc duyurulari neye yariyor? ortbas edilmeyen ne kaldi.

kraldan çok kralcılık.

@catpat dokunulmazlık dediğin 300 küsür kişilik meclisteki akp'liler, onun haricidemi dokunulmaz? madem savcılar kovuşturmaya yer bulmuyo yada davaya gerek görmüyo, aihm var. kılıçdaroğlu herhangi bir belge hakkında danıştay(idari davalar), sayıştay(parasal işler), savcılık( geri kalan hepsi) için gitsin müracaat etsin, sonra sonuç çıkmasın o zaman haklı olur işte. ama elinde mavi şeffaf dosya çıkıp belgelerim var demeyle bitmez o iş, madem muhalefetsin madem hükümeti denetliceksin, düzgünce yap bu işi sonuna kadar arkanda duralım bizde.

akp'ye oy veriyorum ama korkuyorum, güç yozlaştırır mutlak güç her zaman yozlaştırır.

zaten bu yüzden yurt dışında yaşayanların oy kullanmasını istemiyorum. dışarıdan her şeyi güllük gülistanlık görüyorlar, altı üstü 2 ay gelip ülkede kalıyorlar onun da yarısını antalya'da tatil yaparak geçiriyorlar ve sayelerinde her geçen gün, her geçen yıl üzerimde daha fazla baskı hissediyorum.

@catpat +1

bir de akp reklamlarında ne var? mesela: yerli uçağımız göklerde diyolar güya türk malı uçak kullanılıyormuş!! ya türkiye kendi yerli otomobilini de yapmamışken uçağı nasıl yapabilir? güya 2023 hedeflerinde varmış!!!ayrıca uçağa ben mi biniyorum madi durumu iyi olanlar biniyor. yani bi arabam var o da 10bin liralık. benzinli. aylardır benzine gelen zamdan kullanamıyorum acil durumlar(hastaneye gitme gibi) dışında. ayrıca kemal kılıçdaroğlu yapacağı icraatlardan bahsediyor. dürüst güvenilir bir siyasetçi. eski dönem statükocuları bile eleştiren birisi.

bunun yanında akp hayal olanlardan bahsediyor. kanal projesi benim fakirliğimi giderecek mi? her ilde okul yaptık istediğimiz okula gidiyoruz diye afişleri var boy boy.ya her ildeki okullar bana ne fayda sağlıyor? okul yapıyosun da işsizlere neden iş vermiyorsun? üniversite kapasitelerini düşüreceksin ve nüfus planlaması getireceksin ama başbakan üç çocuk diyo. napcam ben üç cocuğu okutamadıktan sonra işe sokamadıktan sonra.böyle düşünmek lazımdır.

bütün kanunlarla oynamıştır akp hükümeti. emeklilere nema ödemeleri geri verilecek dediler. babamın aldığı inanın sadece 1200 gibi bir para. halbuki nemalar biliniyor ki her ay maaştan kesilen bir para. 1200 lira nedir ki bütün çalıştığı yıllar göz önüne alınacak olursa. emeklilere bişi geri ödemesi yapıcaz dediler. vere vere 80lira verdiler ki çok az olduğu ve her emeklinin ses çıkarması gerektiği de bilinir ama halkımız güdülmeye alışık ya! enflasyon göz önüne alınacak olursa %5 zammı zar zor veriyor. nedir ki? yeni çıkan torba yasayla sendikaların grev hakkı ellerimizden alındı. anlaşmaya varamayacaksak sendika hakkımız değilse ne yapalım? bu hükümet geldi geleli sözleşmeli kadrolar çıktı piyasaya. ve bu nasıl gösterildi? halinize şükredin iyi ki sözleşmeli kadro var. buna nasıl şükredebilirim ki? eskiden ya özeldeydin ya kadrolu memurdun.

tekel işçilerini işten çıkardılar. 4b 4cli kadroların hiç bir güvencesi yok. maaş farkları iş yerindeki sosyal haklarında bile çok farkediyor. ben nöbet parası almazken kadrolular alıyor. neden? ayrıca biliyoruz ki recep tayyibin antalya mitinginde camdan yazılar akıyor o da oradan okuyordu. teknik bir aksaklıktan dolayı yazılar kesildi, tayyip ise bişi okuyamaz oldu. bir saat öle kem küm... ama kemal amca öle mi? çok akıcı konuşuyor ve türkiyeyle ilgili bir sürü veriye, bilgiye hakim. ayrıca adam hesap uzmanı. hesap uzmanı olmak demek kolay bişi değil yani. iktisat mezunu için zor bişi. ekonomi mezunları için bile çok zor bişey. öyle her yiğidin harcı değil.

tayyip ise hayatını futbolla kazanan biriydi. üstelik hatırlarsanız ülkeyi bölmekle suçlanarak 4 ay hapis yattı. ve üstelik hakime de sarhoş dedi. koskoca bir başbakanın geçmişinde böyle lekeler hem de büyük lekeler olmaması gerekir. geldiği yer futbol olabilir bişi demiyorum ama oradan kazandığı paralarla mı yat kat gemicikler aldı? şimdi de abd'den ev almışlar. yani bu paraları nasıl kazanıyor? oğlunu burslu nasıl abd'de okutabiliyor? deniz feneri bile kapandı gitti. bu yolsuzluklar için dokunulmazlıkları kaldırmıyorlar. bu hükümet geldi geleli mahalle baskısı diye bişi oluştu. ülke açıklar ve kapalılar diye ikiye bölündü, neredeyse. bu hükümetle birlikte pkk ile daha bir savaş içindeyiz. medya özgürlüğü yok. koskoca ordu yok edilmeye çalışılıyor ve yerine polis devleti getiriyorlar. böyle mi olmalı güzel ülkem? böyle dinle ve başbakanın dini inançlarıyla mı yönetilmeli?

eskiden çadır kampları yapardık sahillerde ama yerine oteller görüyorum artık. gümüldür orman kampı bile satılacakmış. 2b orman yasasının da içine ediyorlar! düşünün artık! zengin yine zengin ama fakir iyice fakirleşti. yani bir insan nasıl gözlerinin içine baka baka yalan söyler? zamanında suikaste kurban giden aydınlardan biri ne doğru söylemiş!

edit: çok uzun olmuş paragraflara böldüm ve aradaki yazım hatalarını giderdim :)

başlıktaki ana soruna pozitif (+) cevap vermekten kıvanç duyuyor, selam ediyorum.

tabi ki genelleme yaparak söylüyorum, yoksa memleketin zaten yarısının olan bitenden haberi yok. ama en azından kendi yaşadığı yer için kafasında bir imaj oluşuyor ve oy veriyor. 25 yıl yurt dışında yaşayıp, yılın 2 ayı gelen adamın cebinde altı üstü bir kimlik var diye benim hayatımı etkilemeye ne hakkı var? yurt dışından ülke nasıl görünüyor ondan daha çok fikrim var mı yok mu bilmiyorum ama burada yaşayan biri olarak öncelikle kendi rahatımı düşünmemde (başkalarının hakkını gasp etmeden), sonrasında ise ülkenin yurt dışındaki görüntüsü için çabalamamda bir anormallik görmüyorum.

2 mv 2 mv'dir. bu düşünceyle hiçbir bağımsız kişi aday olmasın madem (bdp destekliler dışında). ya da nasıl olsa benim 1 oyum hiçbir şeyi değiştirmeyecek deyip pazar günü evden çıkmayalım.

bıdıdı gayet güzel özetlemiş durumu. +1

cevap: yurtdışında yaşadığın için.
muhtemelen henüz ailenden ve çevrenden kimse akp yüzünden mağdur da olmamıştır.
çevrendeki insanlar başka partiye oy verme ihtimallerine karşı "boş oy pusulanızı seçimin ertesi günü bize getirmezseniz yıllardır yaşadığınız yerden birden bire tayininiz çıkıverir" diye tehdit edilmemiştir mesela.
ya da içki sattığı için her gün saçma bahanelerle ceza yazılmamıştır işyerinize.
iş görüşmesine gittiğinizde "biz sadece ak partilileri alıyoruz" denmemiştir.
birileri sırf yandaş olduğu için soruları alırken kardeşiniz girdiği sınavda başarılı olmak için kıçını yırtmamıştır.
birincilikte geçtiğiniz yazılı sınavdan sonraki mülakatla yüz kişi(bir kısmı yazılı sınava bile girmemiş) önünüze geçmemiştir.
akp'ye boyun eğmediğiniz sürece her türlü işiniz ters gider bu ülkede ve gelip de havalimaının temizliğini gören insan "hükümet çalışıyor" muhabbeti yapar.

sandığından çok daha büyük bir baskı var insanların üstünde, yurtdışında doğup büyüyüp burda ahkam kesmekle olacak işler değil bunlar.

olayları akp yandaşı haber kaynaklarından takip ettiğin için.

yılda üç defa buraya gelerek elde ettiğin veriler doğru kara vermene yetmiyor diyebilirim kısaca.

öncelikle çok yanlış bi yerde sorunu sorduğunu söyliyebilirim :)
ben de kılıçdaroğlunu boş biri olarak görüyorum üstüne erdoğanı da boş görüyorum. İkisi de tipik siyasetçi ikisi de büyük sorunlara karşı çözüm odaklı değil.. biri diyarbakıra stad yaptıracam vaadiyle geliyor diğeri samsunluya raylı sistem minibüsçüleri işsiz bırakacak, bu oyuna gelmeyin diyebiliyor..
Neyse,
Siyasi düşüncesinden dolayı kimse mal olmaz, gerizekalı olmaz.. biz de özellikle de okumuş-aydın diye tabir edilen kesim tarafından karşı düşüncede olanlara bu sıfatların yakıştırılması da ayrı bir konu zaten.. çok seviyoruz bu tip etiketleri, hatta biraz daha kızarsak orospu çocuğu bile diyebiliyoruz karşımızdakine, sırf bizim gibi düşünmüyor diye..
Takrar neyse,
Sizin durumunuz hakkındaki 1. düşüncem:
Yurtdışında yaşayanların özellikle türk olmayan kesmin erdoğan hakkındaki fikirleri şimdiye kadar beni hep şaşırtı. Misal amerikalı bir dj den “I really love Turkey and especially Erdogan.” (attığı mailden kopyaladım) sözünü duydum. Sanırım yurtdışında eskisine nazaran daha bi güçlü duruşumuz var ve bu sizin düşüncenizi etkilemiş olabilir. Haliyle erdoğana karşı sempati besliyor olabilirsiniz.
2. düşünce:
olayın bir de seçmen boyutuna değinmek gerekir bence. Yakın çevrenizin chp ye oy vereceğini söylemişsiniz. Eğer yakın çevrenizdekiler de yukarda yazanlar gibi sizi düşüncenizden dolayı “3 boyutlu düşünme yetisinden uzak” biri olarak nitelendiriyorlarsa veya bu düşüncenizi travma sonucu beyanat olarak görüyorlarsa sizin onlar gibi düşünmemeye şartlanmış olmanız bana olası geliyor.

özet: mal değisin.

evet var böyle bişey.

ayarlarda "hesabımı sil" var zaten. oradan kendi hesabını kapatabilirsin.

sonra deli gibi yeni hesap alımları başlasın diye beklersin söyliyim :) ekşi sözlükten çok buraya girer oldum, resmen müptelasıyım. thaf bir komünite ruhu var buranın herkesi tanıyorsun derdine ortak oluyorsun bazen kızıyorsun azarlıyorsun falan, güzel şeyler bunlar :)

o dediğini anca telekom yapar. hesabı silersin, hatta kendini uçurtturursun da bunların hepsini de yapsan www.eksiduyuru.com adresine girince site açılır. okur, vakit geçirirsin. site sana hiç açılmasın dersen onu compumaster yapamaz sanırım.

ben biber yemem. yeşil biberden nefret ederim kırmızısında kusarım o derece. hattı öyle bir yemeği biberle yapsınlar, ardından biberleri çıkarsınlar yine de anlıyorum biber olduğunu. bazen o kadar yoğun bir tat alıyorum ki çok fena yapıyor. kesin bilinç altında bir şeydir. ananas ve brokoli de yemezdim eskiden ama şimdi en sevdiğim şeylere dönüştüler. gerçi onlar biber kadar kötü yapmıyordu ama neyse.
işin kötüsü herkes acı değil tarzında şeyler söylüyor. benim derdim acı olup olmaması değil( ki acıyı çok da severim pul biber olsun acı sos olsun kimsenin dökemeyeceği kadar da döküyorum) o aldığım tat mahvediyor.

kimisi peynir, süt ürünleri yiyemez. o da ileri derecede bir şey.

senin baya çok nefret ettiğin şey varmış. psikolojik olabilir diyor seni türk doktorlarına emanet ediyorum.

ben de çok yemek seçiyorum maalesef. çözümü ise şöyle buldum: pırasa, patlıcan, ıspanak gibi sebzeleri böreğin içine başka sevdiğim malzemelerle birlikte koyuyorum ve tatları çok az geliyor. bu şekilde onları da yemiş oluyorum. veya karnıbahar hayatta yemem ama fırında bol malzemeli peynirli yoğurtlu sosla tüketebiliyorum. sen de bu şekilde yöntemlerle deneyebilirsin.

kabak ve şimdi akılıma gelmeyen birkaç şeyden nefret ediyorum. çok net şekilde reddediyorum önüme bu konunca, nerde nasıl olduğu çok farketmiyor.

issiz adaya düseyim ve o adada sadece bamya olsun, acliktan ölürüm ama yine de bamya yemem.

annenin hamileyken yediği şeylerin tadı amniyo sıvısına geçiyormuş böyle bir bilimsel araştırma var. dolayısıyla o sıvıdan aldığın tatlara yatkın oluyorsun yoksa o yemeği sevmiyorsun. anne hamilelik döneminde aslında yediği şeylere karşı hassaslaşmışsa belki odur sebebi. annem meyve sevmez, 4 kardeş te meyve sevmeyiz mesela.

annem her türlü yiyeceği yer, hatta balık sevmezmiş doktor bana hamileyken yiyeceksin yoksa çocuğun gelişmez deyince zorla yemeye başlamış. aksine ben ve babam çok seviyoruz balığı. bu bazen problem olabiliyor işte. çevremdeki herkes bütün yiyecekleri yiyen insanlar. yani bi pizza sölicez onu yemem bunu yemem diye bana ayrı onlara ayrı söylemek zorunda kalıyoruz. biraz rahatsızım aslında bu durumdan. ama ne yapayım yiyemiyorum. öğğ geliyo.

taze fasülye, börülce, patlıcan ve karnıbahar(sulu yemeği hariç) hiç bir sebzeyi yemiyorum. resmen sadece et ve karbonhidratla besleniyorum.

ben de öyle. ben rahatsız değilim bu durumdan ama çevremdekiler (ailem ve iş bazen iş arkadaşlarım ki anlayışlılar sağolsunlar) rahatsız oluyor. ne bileyim işte, kendimi yalnız hissetmek istemedim. ne bileyim içine kapanıklık ya da depresyon gibi bi durum değil ki bu. günün her saatinde karşımıza çıkabilen bir durum.

yok, en iyisi kadinlarsiz yasamayi ogrenin siz. zaten bu lanlarla falan pek durmazlar yaninizda.

yoo, bolca duruyorlar sevgili sevgili sevgili arkadaş.

hehe. ben bize has sanardım :).

we don't like sivilce and siyah nokta. siz de biraz bakımlı olsanız fena olmaz hani.

bunun kadını ve erkeği yok, ben hayatta dokunmam ilişkinin erkek tarafı sivilcesi çıksa da patlatsam derdinde. öyle işte bazı inlar seviyor demek böyle şeyler.

@african rain
ben sırtımda ki aynada bile göremediğim siyah noktamla mutluyum. oraya nasıl bir bakım yapilabilir anacım..

sırtındaki görmediği siyah noktaya bakım yapan mı varmış? bak ondan benim de haberim yok. not: yanlış anlamışım, kendi siyah noktasına bakım yapandan bahsediyorsun sandım. başkasının siyah noktasına takılmak kötü tabii, böghh!

maymunlukla ilgili bir durum. bir nevi bit kırma hadisesi. çiftleri yakınlaştırır.

öyle bir aktarma yapılmaz vze geçerliliği süresince iki pasaportu birlikte taşıyacaksınız.

Çoğu ülke iptal edilen eski pasaportla yenisini beraber taşıyarak seyahat etmenize izin veriyor.

5 tane pasaportunuz bile olsa yaninizda tasimalisiniz. bunlarin vizeleri gecmis olsa bile. nolur nolmaz. degmez bir pasaport icin probleme. sizin durumda zaten gecerli bir vize var kesinlikle yaninizda olacak. aktarma yok.

vizeli ve vizesiz paraportunu yaninda tasiyorsun. bu kadar.

senin numaran nasıl oluyomuş o alan koduna kadar aynı mı?

evet aynı. dediğim gibi, istediği numarayı kullanabiliyor.

eğer gerçekten böyle bir durum varsa ve de herhangi bir şekilde de kullanıyorsa (amacının iyi ya da kötü olması önemli değil) şikayet edilmesi gerekiyor. ilk olarak operatörünüze bu durumu bildirebilirsiniz. zira, sizin de bahsettiğiniz gibi sizin, benim, başkasının numarası, bahsettiğiniz şekilde kullanılarak suç da işlenebilir, ki bu durumda da sizin kanıtlayamayacağınız bir suç işlemiş sayılırsınız.

ancak operatör kayıtlarından belki bu çıkartılabilir, ancak bu operatör kayıtları, mahkeme ile uğraşmak istemeyen tez canlı kişiler de çıkabilir ortaya.

+90nına kadar aynı yani enteresanmış.bence burdaki olay şu, gsm şirketleri msj atarken numara yerine isimleri yazar ya da başka firmalar büyük ihtimal öle bi katakullisi vardır.

@puro: nasıl ve nereye şikayet edebilirim? bir de şöyle bir durum var; dediğim gibi bunu öğrenmemi sağlayan iş yerinden bir arkadaşım. ve sistemi yürüten de onun arkadaşı. yani şikayetimin mümkünse anonim olması lazım.

Öncelikle işlemin uygulandığı operatörün müşteri hizmetlerine arayın ve böyle böyle bir şikayette bulunmak istediğinizi belirtin. Eğer operatör kişi çok ilgilenmezse üsteleyin durumu ve kendisinin üstüne ulaşmaya çalışın, hatta gerekirse doğrudan genel merkezine ulaşın.

3. bir kişinin şikayet yalnızca duyum olabileceğinden ve siz bu olayı doğrudan bildiğiniz için şikayeti dikkate alınabilecek kişi sizsiniz. Haliyle, sizin yerinize bunu birisi yapamaz, ancak şikayet ettiğiniz yere kimliğinizin gizli kalmasını istediğinizi belirtebilirsiniz.

Operatör bununla ilgilenmediği taktirde ise, emniyete gidip ya da 155'i arayıp, ya da emniyetin internet sitesinde bulunan ihbar bölümünden şikayet/ihbar edebilirsiniz durumu. İlgili birim size ulaşır zaten.

İlk önce operatöre bildirme nedeniniz ise, operatörün bu tür bir olayı daha sessizce kapatabilecek oluşudur. Yoksa doğru olan, durumu ilk önce polise şikayet etmektir .

olmaz olur mu var tabi. voip şirketleri bunu yapabiliyor.

@dharmalı: tam olarak, istediği numarayı kullanarak, istediği numarayı arayabiliyor mu?

evet abi, hatta bizim şirkete kurmaya gelen teknisyenler kafa çocuklardı. ben de meraklıyım böyle şeylere, adama dedim ki, bizim numarayı 2xx xx xx yerine 444 0 333 olarak belirleyebilirmisiniz dedim. abi adam uzaktan masaüstü bağlantısı yaptı, ordan da bir yerlere girdi falan, bizim numarayı garanti yaptı ve denedik gerçekten de garanti bankasının numarası çıktı. bende daha sonra millete şaka yaparım diye kafaya taktım baya araştırdım ve yapılmasıda zor birşey değilmiş aslında. bir adet server, bir adet voip telefon bir adet gateway cihazı ile yabancı voip şirketinden de alınan lisansla yapılabiliyormuş.

madem ayni seyi gorduk (bolgesel aramalar disinda), sen ne dusunuyorsun bu konuda? Etik mi sence? Yasal mi? Neden onlem alinmiyor boyle bir sisteme karsi?

tabiki de yasal ve etik değil, engellenmesi ve takibide imkansız gibi birşey, herşey yurtdışında gelişiyor, ve bütün aramalar internet üzerinden gerçekleşiyor. ben araştırdığım zamanda betamax buna izin veriyordu artık vertification yapmadan aranamıyor ama başka voip şirketleri buna izin veriyor. ülkemizde pek yaygın ve ucuz birşey değil. maliyeti 1000 usd civarında tüm sistemin. eğer yayılır ve maliyet ucuzlarsa dolandırıcılara da gün doğar gibime geliyor.

edit: şimdi aklıma geldi, aslında engellenmesi bir anlamda mümkün, şimdi gateway dediğimiz cihazın içine uzak serverın ip'sini giriyoruz. bu ip 'ler mahkeme kararıyla engellenirse bağlantı kurulamaz ama bu ip'leri bulmak mesele.

dharmali cok sagol. Internet bilisim sucalri subesini aradim, yarin mesai saatleri icerisinde ara dediler. Arkadasin sirketinin ismini ve adresini buldum. Senin de aydinlatmalarin isiginda yarin sikayetci olacagim.

insanımsı önemsediğin ve yakının olmasına rağmen şikayet ettiğin için teşekkürler. lütfen devamında ne olduğunu burada paylaş. bu ülkede telefon konuşmalarıyla (politik olanları kastetmiyorum yanlızca) sırf birinin telefon aramalarında numaranız gözüktü diye cezaevine girebiliyorsunuz. böyle bir sistemin varlığı ve ulaşılabilirliğinin görece ucuz olması kanımı dondurdu resmen.

yıllar once de yapiliyordu bu. gsm sistemlerinin hatasi bu, sonucta cevapla diyince o telefona cvp atmıyo diye hatirliyorum.

hatta isimden bile yollayabilirsiniz.
ekşi sözlük ten çat diye mesaj gelebilir pekala :)

internet bilişim suçları şubesi, aşayiş bilişim suçlarına yönlendirdi. onlarda ihbar kabul etmediklerini, sadece adliye/savcılık yoluyla gelen şikayetleri değerlendirdiklerini söylediler. yani illaki birilerinin üzülmesi lazım. gene de şirketin adresini verdim.
bu denli suç potansiyeli taşıyan bir sistemin normal karşılanması, önlem alınmaması ilginç.

(bkz: bal tutan parmağını yalar)

Bence birçoğu, kendince iyi şeyler yapmak için. Ama 'kendince', yani kendi felsefesine göre.

Mesela AKP, doğrunun bu olduğunu düşünerek insanları imana getirmeye çalışır. Kendi düşüncesine göre saf iyilik için bunu yapar. Bu yüzden sınav şifreleri FEM'e verilir ki imanlılar iyi yerlerde okusun, iyi yerlere gelsin, iyi mevkidekiler imanlı olsun ki bu diğer insanlara da örnek olsun. Olay bencillik değil, iyilik için. Ama 'iyi' kavramları farklı.

CHP bu mentaliteye karşı bir duruş olmaya çalışıyordur.

MHP, doğru yolun ülkücülük olduğunu düşünür, millet çok önemlidir onlar için, bu yüzden başa gelmek isterler.

Vesaire, vesaire...

Not: Tabii partilerin kurucuları, başkanları, partiyi yönetenler ve felsefesini benimsemişlerden bahsediyorum. Sıradan bir milletvekili adayı maaşı ve itibarı önemser.

iktidar nmensuplarının bireysel servetlerinin iktidar oldukları son iki dönemdir ne kadar çok artmış olduğuna bakarsanız sorunuzun cevabını görürsünüz.

koltuk sevdası.

genelleme yapmıyorum ama...

bu sistem para harcama/para kazanma üzerine kurulu
sıradan vatandaşın ufak bir ilden mm seçilmesi için bile milyonlar harcaması gerekebiliyor (belki rakamı abartıyorumdur)
seçildikten sonra da harcadığını kat be kat kazanmak isteyecektir ve bu psikolojiyi sistemin getirdiği doğal sonuç

çok büyük rüşvetler, adam kayırmalar, dayı torun yeğen tüm aile olarak kalkınma hamleleri görüyor olmamızın sebebi bu, yani iyi esnaf iyi mm olur...

siyasilerin zaten halühazırda zenginlerden çıkması ve siyaset hayatları boyunca zengişleşmeye devam etmeleri bu yüzden..

mesela dayım bakkal değilde mm olsaydı şimdi eminim daha iyi bir işim de olurdu evim de arabam da ...


nihayetinde ailecek kalkınmanın en tatlı yöntemi seçilmektir...
o yüzden seçilmek isterler

cunku kazanmak yerine, kazananlari regule etmek ve onlardan koparmak daha kolay.

Bence bir yerden sonra iş tarzanca olarak devam ediyor. dün mesela eminönü nde yaşlı bir turist hanıma yerimi verdim. oturduktan sonra birkaç cümle etti, gülümsedi. yarım yamalak anladım. ama hareketlerinden gerisini çıkarıyorsun. bu başlangıçlarla devam edersen kısa zamanda açılırsın. bir de milyonlarca kişi aynı aşamadan geçiyor ve bir şekilde ilerliyorlar. sorunun sana özel değil.

umarım söylediğiniz gibi bana özel bi durum değildir..çünkü cidden burda gitcez yaa ayağına artist davranmak kolay..orda mal gibi kalmak var bir de...

ohoooo boşa korkuyorsun sen.

bir dönem kalacaksın en az. o sürenin sonunda gittiğin ülkenin dili + ingilizce + anadilin şelinde gibberish konuşuyor olacaksın. hatta arkadaşların senden sözcük kapmaya başlayacak.

ilk bir kaç sözcük muhtemelen:
-siktir
-amına koyum
-lan
-neydi
-şey

gibi olacak :)

litvanyalı çok arkadaşım vardı inanılmaz kafa dengi olurlar hiç sorun yaşıyacağını sanmıyorum. geneli ingilizce bilir ama onların da çok çok iyi bildiği söylenemez o yüzden sıkıntı yapmana hiç gerek yok.
off litvanyaya okumaya gidiyosun tek kelime ingilizce bilmesem bile taklalar atarak giderim :)

bence korkmana hiç gerek yok. ben kendim çoğu zaman burada yabancı kalıyorum olaylara muhabbetlere filan. insanın karakteriyle ilgili biraz da.

litvanya gibi ana dili ingilizce olmayan bir ulkeye gidiyorsun. benim bildigim kadariyla zaten ingilizceyle aralari pek iyi olmayan bi millet. hersekilde ingilizce bilgin yeterli olur, onlar senden daha fazla hata yapacak merak etme;)

oh oh oh valla çok iyi geldi bu cevaplar =)) çok teşekkürler. peki gidene kadar şunu yap, bunu yapmalısın diye tavsiyeleriniz var mı onları da halletmeli, uygulamalı vs =))

- göbeğini eritebildiğin kadar erit.
- alkol konusunda dayanıklılığını arttırma çalışmaları yap.
- sevgilinle "dostça" ayrılma yollarına bak. (cinsiyetten bağımsız erasmus ve türk insanı ön yargısı) (bkz: erasmus'la yurtdışına giden türk kızı)
- ora yemeklerini araştır ve kendini o yemeklere alıştırmaya bak.

Büyük ihtimalle çoğundan daha iyi İngilizce biliyor olacaksınız. Bunun iyi mi kötü mü olduğuna siz karar verin :)

Bol bol kıbın yiyin gidince.

aç kalacaksın. ekmeeeek ekmeeeek diye ağlayıp sokaklara düşeceksin ama kimse ne dediğini anlamadığından açlıktan öleceksin. herkes sana "ne diyo la bu?" diye bakacak. ama litvanyaca.

bu arada erasmus için sevgilinden ayrılmana gerek yok. (bkz: erasmusla yurtdışına giden türk kızı) bkz. vermiş biri hemen ama babalear gibi gidip 4 ay partiden partiye koşup sevgiliyi üzecek hareketlere de girmemek sana kalmış.

bir de bu kadar kasma, ben ki asosyalin önde gideniyim ben bile ortama alışma konusunda zorluk çekmedim.

bir de ingilizcenin sana göre kötü olması artı puan, ingilizceyi iyi bilince oranın dilini öğrenemeden geliyorsun, ben ettim sen etme.

@cinna monster hocam onu ben yazdım ama ironi yaparak söyledim bunu. ki arkadaşla sonradan epey mesajlaştık ve kastımı da anlattım ona. yoksa bilincindeyim x'de kızlar teklif ediyormuş triplerinin saçmalığını.

:)

politik herhangi bir etkisi yok. dini açıdan da azizlik mertebesi en üst seviye oluyor. ekstra özelliği ise 2. jean paul barış adamıydı, döneminde pekçok barış gelişmeleri yaşandı. ortodokslarla yakınlaşma oldu, hristiyan dünyasında mezhepler arası gerginlik azaldı diyalog güçlendi, savaş karşıtı propaganda yapıldı barış desteklendi.

zaten aziz ilan etmek çok zor bir şey değil. teklif yapılır oylamaya sunulur, ruhani meclis onaylarsa aziz ilan edilebilir. tabi resmi olarak belli başlı şartları da tam olarak vardır ama okadarını bilemiyorum.

en az 2 mucize göstermesi gerekir. ve bir de ölümünün üzerinden en az 5 veya 7 yıl geçmesi gerekiyordu sanırım, tam hatırlayamadım.

"extra ne gibi özeliği varda diğer papaları aziz ilan etmedilerde bunu edecekler"

çünkü ölmeden önce alınan bir miktar kanın hasta bir rahibeyi kurtardığına dair onaylanmış bir mucize var elde. yani şu an 2. mucize daha yok ortada onu da en kısa zamanda bulacaklardır diye düşünüyorum, aziz ilan edilmeden önceki basamakta kendisi.

uluslararası olarak daha girişken bir papa olmasının yanında katolik bireyler tarafından daha fazla sevilen bir papaymış bu mucize olayıyla farkettim ben de. bu açıdan bakıldığında sevilen biri üzerinden sempati üretmek olarak bile açıklanabilir.

hmmm önce dikkat çekmesi gerek. futbol oynarken çekilmiş görüntüleri toplayıp bir video yapılmalı ve eminim mutlaka mevcut olan yetenek avcılarına gönderilmeli. o şekil dikkat çekerse olur gibi ama yoksa sanmıyorum. hoş 90 doğumlu olması da biraz yaş ediyor işi ama. Denemekte fayda var.

Bu futbol işi tamamiyle şans ve kapasite işi yanlız. Galatasaray'ın dikkatini çeken ama devamını getirmeyi beceremeyen bir futbolcu tanıyorum, küçük takımlarla çalışıyor sürekli. Herkes yıldız futbolcu olacak diye birşey yok, kaldı ki 1 yıl önce çekip giderken kimse durdurmadıysa onun da nedenine bakmak lazım.

Ama yine de bu vizyonu sevdim. Lahmacunu, kebabı özledim ayaklarına daha az çaba sarfetmek için ülkeye dönenlerin yanında böyle bir hedef iyidir her zaman.

şöyle: lisanslı futbolcu menajerlerine danışıcaksınız. onlar size gereken yolu gösterirler.

Bağlantı kurana kadar filan antrenman yapmaya da başlasın şimdiden.

Yarın obürgün biri gelip izlemek izlerse öyle malak gibi kalmasın sonra.

@long live, işte o izlemeye gelecek yetkili ağbiyleri nasıl getiricez?

torpil bulsun.

kesinlikle en etkili çözümdür.
ilk gelirinin tamamını vaad etsin rüşvet olarak, dediğin gibi yetenekliyse nasılsa geri döner verdiği paralar..

kamoon, kesinlikle ama kesinlikle beni istemediğini, olmayacağını söyleyen kişi için 5 saatlik yol v.s. kafeye gidersen onun gözünde aşağılık, sümsük bir adam pozisyonuna düşersin. hem ne saçma ya of sana kızıyorum.

bu tur olaylarin cozum planinda ki en buyuk etken para bence. paran varsa range rover paran yoksa game over. 3.30 ci ile git , kizi evinin onunden al arkadaslarinin onunde bak ne oluyor. o deli gibi 4 elle sarildigi arkadaslarina nasil bir anda dirsek ceviriyor. sana gunde 10 uzeri 83273278953498 msj atiyor.

saka bir yana..

bu kiz olgunlasmamis kardes senin yaptigin bu davranisin guzelligini degerini anlayamaz. sen ne yapacaksin soyleyeyim bu sevdayi bir kenara koyacaksin kendini gelistireceksin ileride sana garanti uzerine garanti veriyorum eger ki full bir adam olursan, kizin da bos bir aninda(ki olacak emin ol) ayaklarina kapattirirsin. sakin bir hamle yapma su an, istersen agzinla kus tut bu sartlar altinda yine bir sey degismez.
hee evine her gun 50-100 adet gul yollatirim, icine de karizmatik notlar eklerim, hic gitmedigi yerlere gotururum ugrasir dururum diyorsan bir sey diyemem.imkansiz ask yoktur imkanlar kisitlidir ;)
diger duyurunu da okumustum bu kiz bariz olgunlasmamis dostum sakin bir hamle yapma sakin kuculme karsindaki insan daha liseli olgun biri degil.(liseliler alinmasin lutfen)

hacı çok iplemişsin yaa.. biraz sal gitsin. sen üzerine gittikçe elinden hepten kaçar. bi kere gitmişsn neler yaşamışsn. beklentilere girip sonrasında hayal kırıklığı çok boktan birşey. sen haklıyken bırak ipin ucunu. açıkçası hayatından çıkacakmış gibi hazırla kendini..

vazgeçme, içinden ne geliyorsa onu yap, fazla rahatsız etme, biraz gizem hep iyidir, çiçekle bir yere çağıracağına kapısına git çiçeği bırak dön. istersen içinden gelenleri bir şeye yaz onuda bırak. ama eğer gerçekten içindeyse, vazgeçme. ve inan. sabret. tam olarak aynı olmasada seni bir kısım anlayabiliyorum.

ayrıca madworldün dediği "bu ara ağzınla kuş tutsan kesmez." minvalindeki cümlesine katılıyorum. evet bir çok defa hayal kırıklığına uğrayacaksındır çok yüksek ihtimalle. ama içinde sana karşı çok ufak bir şey varsa, zaman çok önemli şey.

bu zamanın, aleyhime işlemesinden de korkuyorum...

biz biktik, kiz daha cok bikmistir heralde, neden kendinizi perisan ediyorsunuz bir kiz icin... hayatinda basarili olmaya bakin, gerisi gelir, birakin boyle seylerle ugrasmayi...

okudum hepsini üzerime bir ağırlık çöktü. normalde ilişkisel şeylerden pek anlamam bana kalırsa korkma be olm. olan olmuş zaten. yani ne yaparsan yap olmuyor işte. o yüzden derim ki ben son kez dene. eh olmuyorsa da artık biter gider. son olasılığı da işte tüketirsin böylece bundan sonra yeni bir şeye başlarsan hem aklında olmaz olsaydı ne olurdu diye hem de kendini tatmiş etmiş olursun. bana sorarsan ben asla bu dediklerini yapamam. zaten sevseydi arardı sorardı derim ama işte zaten benim bu kadar dert edindiğim bir mevzu da olmadı. neyse işte denemeye değer bence son bir kere olmazsa da geleceğe bakarsın.

bu arada bayan arkadaşlarımızdan fikrini beyan edecek olan yok mu?

işim gücüm varken rasgeldim, üşenmeden merak edip iki duyuruyu da okudum. cevaplara bakamadım özür dilerim.

ama ben olsam gitmezdim. peşini bırakırdım. anlattıklarına bakılırsa kız senin sevgini haketmek için hiçbir şey yapmamış ki. sen aşık olmuşsun. sen sevmişsin. bir sürü fedakarlıkta bulunmuşsun. o kadar şey paylaşmışsınız. seni tanımadıysa. daha fazla tanımak istemiyorsa. sevdiğine hala inandıramadıysan bence zorlamanın pek alemi yok.

bırak sevgilimi, şehir dışından bir arkadaşım misafir gelse bile burada içinde bulunacağı ortamdan memnun mu değil mi, sıkıldı mı, rahat mı, eğleniyor mu diye merak eder kaygılanırım. sonuçta bu insan benim yanıma misafir olarak gelmiş. benim için gelmiş. ben ise onu hiç siklemeden her gün gördüğüm arkadaşlarıma zorla memnun olmadığı halde maruz bırakmam. en yakın arkadaşım bile gelen misafirin yanında en azından bir kaç günlüğüne ikinci, üçüncü, beşinci plana düşer. zaten yakın arkadaş dediğin bunu anlar ve buna göre davranır. kızın arkadaşları da senin durumunu, sıkıldığını anlayıp, sizi biraz yanlız bırakmak için bahaneler üretebilirlerdi. ya da sana daha sıcak davranabilirlerdi. insanı arkadaş çevresi de yeterince iyi tanımlar bence.

onu tekrar elde edemezsin demiyorum. belki tekrar etkileyip bir şeyleri başlatabilirsin. sonuçta kızı en iyi sen tanıyorsun. ama yazdıklarından okuduğum kadarıyla, bana değmezmiş gibi geliyor. gençsin başka kız mı yok yahu.

sadece seni kendine getirmek için yazıyorum, ikizler burcuyum ve o istemediği halde bu kadar üstüne düşmen benim bile endişeden gözlerimi faltaşı gibi açtırdı. şu an bu ısrarcılığınla sevdiğim için öldürdüm diyen magandalardan bir tık uzaksın. bu kadar saplantı hiç iyi değil, kaldı ki bir yaşanmışlık bile yok arada, sırf olmadığı için sabit fikir yapmışsın. kızı da rahat bırak kendini de.

kendi önüne bak lütfen. saplantılar çok zaman sadece zarar verir.
bence gitme, bir reddi daha kaldırabilecek durumda görmedim seni.
gitme.

başlangıcı kötü giden bir ilişkinin iyi sonuçlandığını hiç görmedim. yeni denizlere yelken aç.

Eski duyuruyu okumadım ama;

Bence git. Aklında kalır, geçmez. Bir de şu var; gitmezsen, kız İstanbul'a gelince görüşmeye çağırmak için yüzün olmaz. O gelmeden önce bir fedakarlık yapman gerek.

Bence şöyle yap; Hazırlan, süslen filan, çiçek alma bence. Eğer öyle bir şey varsa, kızın orada bulamayacağı ve hep istediği bir şey al İstanbul'dan. Küçük ama manevi değeri olsun. Git, ara, sadece bir yemek yiyelim de; gelir. Konuş onunla, samimi duygularını dök. "Seni zorlamak istemiyorum. Ama içimdekileri sana söylemem gerekiyordu." tarzı şeyler söyle. Böylece, hemen sevgili olmasanız bile onu kaybetmemiş olursun. Bir kere samimiyetine inandı mı, ara sıra konuşursunuz, sonra kız İstanbul'a geldiğinde tekrar görüşürsünüz, ilerisi için şansın olur. Sonradan ikna edersin kızı.

hiç bi işe yaramaz hiç gitme olmuyosa olmuyodur bu kızlar böyle.büyüklük sende kalsın kendini daha fazla küçük düşürme.bende bi kızın peşinden 6 ay koştum kız olmaz dedi en başında vsvs ben her yolu denedim yok olmadı aq

long live rock'n roll +1

he ama olacağını sanmam. yine de içinde kalmaz, elimden geleni yaptım demiş olursun.kız bi şekilde soğumuş senden anladığım kadarıyla. öle çiçekle böcekle tavlayabilir misin tekrar,bilemem.

hepimiz senin durumunun farkındayız çünkü bu tarz şeyler yaşanıyor sende takdir edersinki herkes birisini çok sevmiştir fakat verilen cevaplar seni daha da karmaşık bir duruma sokmasın.birisi git diyor birisi gitme diyor.senin kafanda hangisi varsa o cevaplar sana daha makul gelecektir lakin en mantıklısı ve tecrübeyle sabit olan cevaplar bence gitmemen gerektiği söylenen cevaplardır.

çok ısrarcı olma.sıkıyor fazla ilgi kızları.

kendini toparlaman biraz vakit alabilir.sen hayatına bak belkide çok fazla kalıplaşmış bir hayatın vardır.bunun dışına çık biraz.eğlenceden hoşlanıyorsan git gez.biraz daha sakinim diyorsan git bir müzeye yada tarihi eserlerin olduğu bir mekana kendi halinde dolaş.birisiyle tanışırsın belki değişiklik iyi gelir.

yazacaklarımı mazur gör ama sanıyorum senin mazoşist bir yanın var arkadaşım. bir erkek olarak güzel kıyafetler, çiçekler, kapısına gitmek, olmaz diyen birini elde etmeye çalışmak saplantılı bir durum gibi geldi bana. ilk duyurun daha çok ne yapmalıyım kafam karışık modundaydı, bu duyurun ise kafaya taktığım bir şey var yapmalı mıyım sorusu.

tavsiyem gitmemen yönünde. kız alenen istemediğini ve sevmediğini söylemiş. "hayır" demek belki demek değildir. "hayır" demişse "hayır" demiştir. kız naz yapmıyor ya da senden ilgi beklemiyor. farkındaysan tüm iletişim yollarını kapatmaya çalışıyor rahatsızlığını dile getiriyor. bunu yaparken seni incitmemek için özen göstermiyor. yani iyi çocuk ya kalbi kırılmasın demiyor arkadaş olarak bile sana tahammülü yok.

empati yapıyorum yine de cık... yanlış yoldasın.

gittiysen yazik ettin bosuna atp sarfiyati. acele etme bekle. ne yaparsan yap ise yaramaz bu aralar.

birincisini değilde ikincisini bildiğim kadarıylacevaplıyım.

ubuntu yeni sürümüyle beraber bu masaüstü arayüzüne geçiş yaptı. ismini de biliyodum da unuttum. yuniti sanırım. gnome'den geçti unity'yi seçti yani. :)) sanırım böyle yani. önceki sürümünün netbook versiyonunda o arayüzü kullanmıştı zaten şimdi küllüm geçti. alışınca seversin. alışmazsan eski sürümü bul şeyap.

cd'yi tekrar takıp o ekran geldiğinde bir kez tab'a basıp enter deyin bakalım.

1) syslinux dosyasinin yenisini bulup live cd'ye onu atmayi deneyin (veya eskisini)
syslinux.zytor.com

2) unity'e gecildi normal. gnome'a gecmek isterseniz;

sudo add-apt-repository ppa:gnome3-team/gnome3
sudo apt-get update
sudo apt-get dist-upgrade
sudo apt-get install gnome-session
sudo apt-get dist-upgrade
sudo apt-get upgrade
sudo apt-get install gnome-shell

afiyet olsun.

Ubuntu'nun son sürümü olan 11.04 natty narwhal'ı mı kurdun? Eğer öyleyse geçmiş olsun; 40 kere yazık kaçınılması gereken bir sürüm olduğunu:

(bkz: natty narwhal/@metal revolution)

En güzeli 10.04 Lucid Lynx ya da 10.10 maverick meerkat'ı kur. Son derece hızlı ve kararlıdırlar...

releases.ubuntu.com
releases.ubuntu.com

@ra

En son çıkanı indirip kurdum hevesle. Bilmiyordum alttaki çubuğun gitmiş olduğunu.

@entrapmen:

Zaten en son çıkan iso dosyasını cd'ye yaktım. Syslinux da güncellenmemiş midir?

@metal revolution:

Bahsettiğiniz sürümlerde aynı boot sorunu yaşanır mı? Yaşanmazsa bir de onu deneyeyim.

son surumse eski versiyona donun (orada versiyon numarasi yazar boot ekraninda), yok eski ise yenisine gecin. yani o spesifik versiyon sorun yaratiyor olabilir demeye getiriyorum.

ayrica metal revolution'a katiliyorum. illa ubuntu kullanmak istiyorsaniz 10.10'u veya 10.04'u deneyin. Cok daha kararlidirlar. 10.10 iyidir.

İkincisi çözüldü birincisi eksik :(

1- bende de sondan bir önceki sürüm aynı tepkiye yol açmıştı. belli bir yere kadar gelip siyah ekranda kalıyordu. bir önceki versiyona inerek sorunu çözdüm. bilgisayar yeterli gelmiyor sanırım (benimkinde kesin oydu da seninkini bilemiyorum).